Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2852 E. 2015/7651 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2852
KARAR NO : 2015/7651
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2014
NUMARASI : 2014/145-2014/284

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/10/2014 tarih ve 2014/145-2014/284 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin “O. ACS A.Ç.+şekil” unsurlu marka başvurusuna, müvekkilinin ”ASCE+şekil” unsurlu markasını mesnet göstererek yaptığı itirazın, TPE YİDK tarafından reddedildiğini, oysa başvuru markası ile itiraza gerekçe gösterilen markanın, karıştırılabilecek veya ilişkilendirilebilecek derecede benzer olduğunu, markanın tesciline karar verilmesi halinde söz konusu marka ile ticari faaliyetlerde bulunan veya bulunacak olanların müvekkil kurum O.’ın ismi ve tanınmışlığından faydalanarak müvekkil kuruma ait markanın ayırt edici karakterinin zedeleneceğini ve bu durumun rekabete aykırı sonuçlar doğuracağını ileri sürerek YİDK kararının iptaline, markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPE vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, markaların benzer olmadığını, davacı markasının tanınmışlık vasfının bulunmadığını, ASCE ibaresinin müvekkil şirket ticari unvanında da kök unsur olarak kullanıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı başvuru markasının, davacıya ait markanın tescilli olduğu 19. sınıfı da kapsadığı ancak davacı markasının asıl unsurunun ise “A. Ç.” olduğu, çok dikkatli bakıldığında fark edilebilecek olun “AsC” harflerinin yer aldığı, davacı markasının ortalama tüketici kitlesince “A. Ç.” olarak tanımlanacağı, davacı tarafın “O.” markasının tanınmışlığını “AsC” kısaltmasına transfer etmesinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.