Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2762 E. 2015/7905 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2762
KARAR NO : 2015/7905
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : IĞDIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2012/513-2014/123

Taraflar arasında görülen davada Iğdır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve 2012/513-2014/123 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankadan 11/04/1997 tarihli tarımsal kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandığını, davalının borcunu süresinde ödememesi nedeniyle hakkında 2001 tarihinde icra takibi başlattıklarını, davalının müvekkili bankaya müracaatı üzerine 11/08/2003 tarihinde borcun yapılandırıldığını, davalının borcunu düzenli bir şekilde ödemesi üzerine 2003 tarihinde icra takibine yeniden devam edildiğini, davalı daha sonra yine müvekkili bankaya gelerek 2009 yılında borcunu yeniden yapılandırdığını, ancak bu yapılandırma sonucu taksitleri düzenli ödememesi üzerine 09/12/2010 tarihinde takibe yeniden devam edildiğini, davalıya ödeme emrinin 25/01/2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı-borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin devamı için İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davada takibin zamanaşımı nedeniyle iptaline karar verildiğini, bu kararın miktar yönünden kesin olduğunu, bu karar üzerine alacaklarının tahsili için genel mahkemede dava açma zaruretlerinin doğduğunu ileri sürerek 800,46 TL asıl alacak, 6.810,95 TL işlemiş faiz, 340,55 TL BSMV ile birlikte toplam 7.951,96 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek cari ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; Iğdır İcra Müdürlüğünün 2010/3636 Esas sayılı takip dosyasının uzun süre işlemsiz kalması sebebiyle icra mahkemesince zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verildiği, icra mahkemesinin kararı takip hukukuna ilişkin olup alacak hakkında kesin hüküm teşkil etmediği, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 818 sayılı mülga BK 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 2001 yılında başlanılan icra takibine borçlunun 06/06/2001 tarihinde mal beyanında bulunduğu, icra dosyasının takipsizlik nedeniyle 18/05/2007 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve 09/12/2010 tarihinde alacaklı tarafça yenileme talebinde bulunulduğu, borçlunun mal beyanında bulunması veya borcun yeniden yapılandırılmasının zamanaşımını kestiği, bu haliyle alacağın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle 800,46 TL asıl alacak, 6.810,95 TL işlemiş faiz, 340,55 TL BSMV olmak üzere toplam 7.951,96 TL’nin asıl alacağa dava tarihinden itibaren cari ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 11/04/1997 tarihli tarımsal kredi sözleşmesine dayalı olarak 2001 yılında girişilen icra takibine konu borcun, 2003 ve 2009 yıllarında yapılan yeniden yapılandırma sözleşmesine rağmen ödenmemesi üzerine devam olunan icra takibinin zamanaşımına uğramadığının tespiti ve alacağın tahsiline ilişkindir. Davalıya ait borç en son 2009 yılında taraflar arasında yapılan sözleşme ile yeniden yapılandırılmıştır. Davacı taraf söz konusu yapılandırma sözleşmesine dayalı olarak 2001 yılında başlatılan icra takibini yenilemiş, işbu davada da 2009 tarihli yeniden yapılandırma sözleşmesine dayanmıştır. Bu durumda, inceleme ve değerlendirmenin söz konusu sözleşme çerçevesinde yapılması gerekir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu sözleşme hükümleri değerlendirilmediği gibi anılan sözleşmenin dosya içerisinde bulunmadığı da anlaşılmıştır. O halde, davacının ileri sürdüğü 2009 tarihli yapılandırma sözleşmesi dosya içine alınarak, tarafların yapılandırma sözleşmesinde anapara ve faizlerinden oluşan borcu kapitalize edip etmedikleri, etmişler ise ödeme için öngörülen vadelerin kesin vade olup olmadığı, yapılandırma sözleşmesine uyulmaması halinde tarafların hak ve yükümlülükleri incelenip değerlendirilmeksizin yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazları kabul edilerek kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.