Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2759 E. 2015/8666 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2759
KARAR NO : 2015/8666
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2014
NUMARASI : 2013/229-2014/208

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.04.2014 tarih ve 2013/229-2014/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin kuruluş aşamasında yapılması lazım gelen bir takım masfarlara ile kurluştan sonra kamu kurum ve kuruluşlarına ödenmesi gereken bir takım giderleri ödediğini, bu alacakların toplamının 5.123,80 TL olduğunu, alacağını tahsil tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, davalı şirketin kuruluşu aşamasında herhangi bir ödemede bulunmadığı, bu ödemelerin hem davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olan hem de davalı şirketin kurucu ortakları arasında yer alan T. A. tarafından yapılmış olabileceği, bu durumda davacı şirketin bu bedeli isteme hakkının olmayacağını, ayrıca 6102 Sayılı TTK’nın 558 maddesi gereğince davalı şirketçe kabul olunmadığı takdirde kuruluş giderlerinin kurucular tarafından karşılanacağını, bunların pay sahiplerine rucü hakkının olmadığını, tescilden önce şirket adına işlem yapanların bu işlemden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterlerinde davacının davalıdan 5.123,80 TL alacaklı olduğunu kayıtlı olup, davalı şirketin ticari defterlerinde 18/10/2011 tarihinde 5.000,00 TL nin hesaplar arası virman ve 123,80 TL’nin nakit ödeme işlemlerinin borç kaydedilerek davacı hesabının kapatıldığı, davalının yargılama sırasında davaya konu borç için davacıya 5.123,00 TL bono verildiğini ve bu bono nedeniyle davacının kambiyo senedine dayalı icra takibi yaptığını beyan ettiği ve bu hususta davacı taraf yemin teklif ettiği, davacı şirketin ihtarlı yemin davetiyesi tebliğine rağmen yeminden kaçındığı, bu nedenle 5.123,00 TL’lik senedin davaya konu borç için verildiğinin kabulü gerektiği, davalının icra takip tarihi itbariyle borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı şirketin, davalı şirketin kuruluş masraflarını ve sonrasındaki giderleri ödediği iddiasına dayalı olup, davalı davacı şirketin dava konusu alacağı için davacıya bono verdiğini savunmuş mahkemece de isabetli olduğu şekilde bononun dava konusu borç için verildiği kabul edilmiştir. Ancak mahkemece bononun verilmesiyle dava konusu borcun ödendiği kabul edilmişse de bono çek gibi bir ödeme aracı olmadığı gibi, dava konusu alacak ,yani mevcut bir borç, için bono verilmesi, somut olaya uygulanması gereken 818 Sayılı BK’nın 114/2 (6098 Sayılı TBK’nın 133/2) maddesi gereğince borcun yenilendiği anlamına gelmez, aksine hüküm yoksa borç için kambiyo senedi verilmiş olması mevcut borcu ortadan kaldırmaz. Somut olayda da taraflar arasında böyle bir sözleşmenin varlığı iddia ve ispat edilmediğine göre Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına gereğince, davacının alacağı için ilam almakta hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece, mükerrer tahsilata neden olunmaması bakımından, dava konusu alacak için verilen bononun ibrazı için davacıya süre verilip, ibrazı halinde davanın kabulüne karar vermek gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.