Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2636 E. 2015/11605 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2636
KARAR NO : 2015/11605
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/172-2013/291

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2013 gün ve 2012/172-2013/291 sayılı kararı onayan Daire’nin 07/11/2014 gün ve 2013/14299-2014/17119 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 18.06.2001 tarihinde İstanbul Ticaret Sicili’ne kaydolup o tarihten beri gümrük müşavirliği alanında faaliyet gösterdiğini, aynı zamanda 36. sınıfta yer alan gümrük müşavirliği hizmetleri için tescili 2006/49937 nolu “….. + şekil” ibareli markanın sahibi olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetlerinde ….. yaprağı logosunu kullandığını, davalı şirketin ise aynı alanda müvekkilinin unvanı ile aynı ticaret unvanı ile İzmir’de faaliyet gösterdiğini ve müvekkilinin tescilli markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullandığını, davalının “www………………com” adlı internet sitesini kullanarak reklam ve tanıtımlarda bulunduğunu, davalının müvekkilinin tanınmışlığından ve müvekkilinin geniş müşteri portföyünden faydalanarak haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, davalının eylemlerinin müvekkilinin ticaret unvanına tecavüz oluşturduğu gibi müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini, davalının eylemleri nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, davalının ticaret unvanının terkinine, marka hakkına tecavüzden dolayı 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi ve haksız rekabetten dolayı 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davalının internet sitesinin yayınının sona erdirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 12.11.2002 tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini, ….. yaprağı logosunu tescilsiz olarak 2002 yılından beri kullandığını, ….. ibaresi ve logosu üzerinde davacıya göre öncelikli hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her iki tarafın da gümrük müşavirliği alanında faaliyet gösterdiği, davacı şirketin “…..” ibaresini ticaret siciline 18.06.2001 tarihinde tescil ettirdiği, davalı şirketin ise ticaret siciline 12.11.2002 tarihinde tescil edilerek Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, işbu davanın ise 22.05.2012 tarihinde açıldığı, TTK’nın 20. ve 38. maddeleri uyarınca davacının bu ilandan haberdar olmadığı yolundaki beyanına itibar edilemeyeceği, TTK’nın 43/2 maddesi uyarınca, davalının iltibası önleyici ibareler taşıyan ticaret unvan alması gerekir ise de dava konusu olayda olduğu gibi davacının ilan nedeniyle bilmek durumunda olduğu bu hususa karşı uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığı, MK’nın 2. maddesi gereğince ticaret unvanına tecavüz iddiasının reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın 2006/49938 nolu “….. + şekil” ibareli markanın başvuru ve dolayısıyla koruma tarihi 16.10.2006, tescil tarihi ise 08.10.2007 tarihi olup davalı tarafça dosyaya sunulan fatura, irsaliye, zarf, kartvizit, katalog, takvim ve basılı evraklardan, “…..+ şekil” ibaresini tescilli olmamakla birlikte davacı tarafın tescilinden önce ve 2003 yılından beri kullandığı, davalının dosya kapsamına göre marka üzerinde üstün öncelikli hak sahibi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07/11/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve yargılamada ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 05/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.