Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2602 E. 2015/7368 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2602
KARAR NO : 2015/7368
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ : ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2013/432-2014/955

Taraflar arasında görülen davada Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2013/432-2014/955 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin A. Şubesi ile davalı şirket arasında 9.3.2012 tarihli Kurum Maaş Ödeme Protokolü adı altında promosyon sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 31.3.2012-31.3.2014 tarihleri dönemini kapsadığı, bu protokol uyarınca davalı firmaya çalışanlarının maaş ve diğer ödemelerini banka şubesi aracılığıyla yapması karşılığı olarak 50.000,00 TL ödemede bulunulduğunu, davalı şirketin 31.8.2012 tarihi itibariyle çalışanlarından büyük bir kısmını işten çıkarması nedeniyle protokol uyarınca maaş ödemesi yapılacak çalışan sayısına dair taahhüdünü yerine getiremediğini, bu tarih sonrasında banka aracılığıyla maaş ödemelerinin tamamen durdurduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 22. maddesi uyarınca davacıya peşinen yapılan promosyon ödemesinin geri ödenmesinin ihtar edilmesine karşın davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek davalıya ödenen 39.584,00 TL’nin iade edilmesi gereken tarih olan 31.8.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.6.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 43.749,93 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2012 yılının ikinci yarısından sonra ekonomik darboğaza girdiğini, bu nedenle toplu işçi ayrılışları yaşandığını, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/569 esas sayılı dosyasında iflas erteleme başvurusunda bulunduğunu, 6098 sayılı yasanın 179. maddesi uyarınca sözleşmenin açıkça feshedilmemesi halinde cezai şart alacağının istenilemeyeceğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede sözleşmenin feshine dair ibarenin bulunmadığını, bu nedenle sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu, davacı banka aracılığıyla halen mevcut çalışanların maaşının ödendiğini, talep edilen cezai şart miktarının yüksek olduğunu, sözleşmede cezai şarta yönelik faiz hükmünün bulunmadığını, talep edilen faizin 8.11.2012 tarihinden itibaren istenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen protokolün 22. maddesinde protokol süresi içerisinde davalı şirket bünyesinde çalışan personel sayısının protokolün başlangıç tarihinde beyan edilen personel sayısından %10 veya daha az olması halinde ödenen promosyon tutarının personel sayısı ile orantılı olarak hesaplanacak miktarının davalı tarafından nakten ve defaten cezai şart olarak davacıya iade
edileceğinin öngörüldüğü, sözleşmenin feshedildiği 2012 yılı Ağustos ayı itibariyle davalı şirketin 28 kişi çalıştırdığı, davacı tarafından davalıya gönderilen 31.10.2012 tarihli ihtarname ile ödenen promosyon bedelinin talep edildiği, davalı tarafından sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi nedeniyle sözlemenin haklı nedenlere binaen feshedildiği, sözleşmenin feshi öncesinde 31.3.2012-31.8.2012 tarihleri arasında yapılan ödemelerin davacı tarafından talep edilemeyeceği, bu tarih sonrasında kalan dönem yönünden peşin ödenen meblağın istenilebileceği, davalıya gönderilen ihtarnamenin 5.11.2012 tarihinde tebliğ olunduğu, ihtarnamede ödeme için davalıya yedi günlük süre tanındığı, bu sürenin sona erdiği tarih itibariyle davalının temerrüde düştüğü, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikli olması nedeniyle ticari faiz uygulanacağı gerekçesiyle 39.583,30 TL’nin 13.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.