Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2586 E. 2015/8408 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2586
KARAR NO : 2015/8408
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : ELAZIĞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2014
NUMARASI : 2013/235-2014/549

Taraflar arasında görülen davada Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2014 tarih ve 2013/235-2014/549 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka’dan kullanmış 15.06.2011 tarihinde kullandığı kredi nedeni ile davalı bankanın masrafı, sigorta, komisyon ve ekspertiz masrafı adları altında olmak üzere 3.000,00 TL tahsilat yaptığını, yapılan bu tahsilatın haksız olduğunu ileri sürerek 3.000,00 TL’nin istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilen komisyon ve BSMV’nin taraflar arasındaki kredi sözleşmesi gereğince tahsil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin tip sözleşme olup sözleşmede ücre, masraf vs. kesilebilceğine dair sözleşme hükmünün genel işlem şartı olup davacının aleyhine konulduğunu, bu nedenle davalı Banka tarafından tahsil edilen komisyonun iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 3000 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı Banka tarafından davacıya kullandırılan kredi nedeniyle komisyon adı altında tahsil edilen ücretin istirdadı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 15.06.2011 tarihli kredi sözleşmesinin 7. maddesinde sözleşme uyarınca davalı bankanın davacıdan her türlü masraf, vergi harç ve sair giderleri tahsil edebileceği düzenlenmiştir.
Mahkemece her ne kadar yukarıda anılan sözleşme hükmünün genel işlem şartı olup açıkça davacının menfaatine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 15.06.2011 tarihinde akdedildiği göz önüne alındığında mahkemenin yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
TTK’nın 22. (6102 sayılı TTK’nın 20.) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Davalı banka tacir olup dava konusu kredi davalının ticari işletmesiyle ilgili işlemlerindendir. Yukarıda da bahsedildiği üzere taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin 7. maddesinde sözleşme uyarınca davalı bankanın davacıdan her türlü masraf, vergi harç ve sair giderleri tahsil edebileceğine değinilmiş ancak bu masraf ve giderlerin ne oldukları ve oranları belirtilmemiştir. Somut olayda; davalı tarafından verilen kredi nedeniyle ücret istenebileceği sabit ise de hangi işlemler nedeniyle hangi oranlarda ücret tahsil edilebileceğinin tespiti bakımından mahkemece, kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve konuya ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları gözetilerek, bankacılık uygulamasında davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu alınıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.