Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2531 E. 2015/7355 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2531
KARAR NO : 2015/7355
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2014/31-2014/163

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2014 tarih ve 2014/31-2014/163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 16. ve 41. sınıflarda tescilli 2006/50980 ve 2009/26175 sayılı “Y.A.” ve “A A.” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “M. N.A.” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE’ye başvuruda bulunduğunu, 2011/56284 kod numarasını alan başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa, davalı başvurusunun müvekkili markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 2013-M-6070 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, iptali istenen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, YİDK kararının davacı vekiline 02.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bu davanın ise 04.02.2014 tarihinde ve dava koşulu olan iki aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığı, 556 sayılı KHK’nın 53. maddesinde bu sürenin yasal olarak tespit edildiği, bu haliyle HMK 114/(2) hükmünde ifadesini bulan diğer kanunlarda yer alan dava şartı niteliğindeki 556 sayılı KHK’nın 53. maddesinde belirlenen dava şartının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.