Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2502 E. 2015/7878 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2502
KARAR NO : 2015/7878
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2014
NUMARASI : 2013/325-2014/250

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/12/2014 tarih ve 2013/325-2014/250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin titreşim ve sesi önleyen boru kelepçesi geliştirerek söz konusu ürünü TPE nezdinde 2008/05317 noda faydalı model olarak adına tescil ettirdiğini, davalı firmanın müvekkilinin faydalı model belgesine konu ürünün taklidini üreterek müşterilerine sattığını, bu durumun müvekkilinin 551 sayılı KHK’dan kaynaklı haklarına tecavüz niteliği taşıdığını ileri sürerek müvekkilinin faydalı model belgesinden kaynaklı haklarına tecavüzün men’ine, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla yoksun kalınan kar nedeniyle 500,00 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili müvekkilinin ürünlerinin davacının faydalı model belgesine konu ürünlerden farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında, davacının faydalı model belgesine konu ürünün yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığını, söz konusu ürünün sektörde yer alan başka firmalarca yıllar öncesinde üretilip piyasaya arz edildiğini, davacı-karşı davalı tarafından dava öncesinde iş yerinde mahkeme aracılığıyla tespit yapılması nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu ileri sürerek 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 6.5.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı-karşı davalı adına 2008/05317 sayılı faydalı model tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinde de bulunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi raporları uyarınca davacı karşı davalı adına tescilli 2008/05317 sayılı faydalı model belgesine konu ürünün yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunmadığı, söz konusu ürünün bu haliyle faydalı model belgesine konu edilmeyeceği, bu nedenle faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiği, hükümsüzlüğüne karar verilen belge uyarınca tazminata hükmedilemeyeceği gibi davalı-karşı davacının tecavüzünün de ispatlanamadığı, davalı-karşı davacının hükümsüzlük istemi yanında davacı-karşı davalı tarafından yaptırılan delil tespiti işlemleri nedeniyle uğranılan zararların tazmininin de talep edildiği, ancak davacı-karşı davalı tarafından delil tespiti yaptırılmakla yasal haklarının kullanıldığı, davacı-karşı davalının kötü niyetle delil tespiti talebinde bulunduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle davacı-karşı davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davalı-karşı davacının hükümsüzlük isteminin kabulüyle davacı-karşı davalı adına tescilli 2008/05317 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı-karşı davacının fazlaya ilişkin istemleriyle, davacı-karşı davalı tarafından açılan asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, faydalı model belgesinden kaynaklı haklara tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminat istemlerine, karşı dava, davacı-karşı davalı tarafından dava öncesinde davalı-karşı davacının iş yerinde yaptırılan keşif nedeniyle uğranılan zarara binaen maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereğince Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HMK’nın 132 ve 133. maddelerinde karşı davaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup 135. maddesinde ise dava ile ilgili hükümlerin, aksine özel düzenleme bulunmayan hâllerde, karşı dava hakkında da uygulacağı belirtilmiştir. HMK’nın 141. maddesinde ise “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” denilmek suretiyle iddia ve savunmayı genişletme yasağı ve bunun istisnaları açıklanılmıştır.
Somut olayda; davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçeside dava öncesinde İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/47 D.iş esas sayılı dosyasında müvekkilinin iş yerinde yapılan keşif nedeniyle üretimin durması, çalışanlar nezdinde itibarının sarsılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, 6.5.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında bu talebine ek olarak davacı-karşı davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekilince ön inceleme celsesinde tazminat taleplerine ek olarak davacı-karşı davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin istenilmesi iddianın genişletilmesi yasağı kapsamındadır. Bununla birlikte ön inceleme celsesinde hazır bulunan davacı-karşı davalı vekilince iddianın genişletilmesine dair açık muvafakat verilmediği gibi davalı-karşı davacı vekilince davanın ıslahı yoluyla hükümsüzlük talebinde de bulunulmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı adına tescilli faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemli usulünce açılmış bir davanın bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde davacı-karşı davalı adına tescilli 2008/05317 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.