Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2447 E. 2015/9763 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2447
KARAR NO : 2015/9763
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 31. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2013
NUMARASI : 2011/46-2013/104

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/04/2013 gün ve 2011/46-2013/104 sayılı kararı düzeltilerek onayan Daire’nin 10/11/2014 gün ve 2014/5272-2014/17245 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, fona devredilen şirketin varlıkları ile şirketin grup içi borçlanma tutarları arasında uyumsuzluk bulunduğunu ve dengesiz bir borçlanma yapıldığını, şirketin sağladığı bu fonlarla şirket aktifinden yine grup içi şirketlere 71.000 TL’lik fonlama yaptığı ve grup şirketi olan P.Elektronik Şirketi’ne 17.000 TL’yi iştirak bedeli olmak üzere toplam 30.000 TL fon aktarıldığını, şirkete orta ve uzun vadede ekonomik bir fayda getirmeyecek olan ve aktifindeki cihazların bilançoda görünen değerini muhasebe prensiplerine aykırı olarak gereksiz yere fazlalaştıran gider aktifleştirmeleri ve şüpheli alacaklar için ayrılması gereken karşılığı da birlikte düşünüldüğünde 2.165.000 TL’nin şirketin aktifinden silinip gider yazılmasının gerektiğini, böylece şirketin 2002 ve 2003 mali tablolarında hesaplanan 2002 yılı sonu öz kaynağının 3.299.330 TL negatif bakiye vermesi gerektiğini, şirketin İ. Bankası ve İ. Finansal Kiralama A.Ş’den sağladığı finansmanı şirket menfaatleri ve ticari teamüller ile TTK hükümlerine uygun bir şekilde değerlendirilmeyerek basiretsiz bir yönetim sergilendiğini ve yönetim kurulu üyesi ve denetçi olan davalıların şirketi 71.000 TL zarara uğrattıklarını ileri sürerek şimdilik 10.000 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan, müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında temlik alan TMSF vekili tarafından talep edilen tutar ıslahla 71.000 TL’ye yükseltilmiştir.
Bir kısım davalılar vekilleri, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir.
Davalılar Y.. V.. ve İ.. A.., davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı R.. G.. hakkındaki davanın HMK’nın 150/1. maddesi uyarınca süresinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, diğer davalılar hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın davacı TMSF vekilinin temyizi üzerine karar dairemizce vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin davalılar E.. A.., U.F. A., E.O. A., M.. Ç.., N.. D.. yönünden HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T.. hakkındaki karar düzeltme istemlerinin incelenmesine gelince, dava anonim şirket yönetici ve denetçilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı R.. G.. hakkındaki davanın HMK’nın 150/1. maddesi uyarınca süresinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, diğer davalılar hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T..’ın cevap dilekçesi vermedikleri gibi yargılama sırasında da zamanaşımı definde bulunduklarına dair bir beyan ya da dilekçelerine dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Zamanaşımı, niteliği itibariyle def’i mahiyetinde olup, bu def’iyi ileri sürmeyen davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T.. hakkındaki davanın da zamanaşımı nedeniyle reddi doğru değildir. Bir borçtan müteselsilen sorumlu bulunsa dahi bir veya bir kaçının zamanaşımı savunmasını ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi veya ileri sürülüp karşı tarafça tevsi iddiasında bulunması halinde teselsül kurallarına dayanılarak bunların da faydalanması gerektiği neticesine varılamaz. Esasen faydalanacakları hakkında kanunlarımızda bir hüküm de yoktur. Başka bir deyimle, müteselsil sorumlulukla dahi süresinde zamanaşımı definde bulunmayanlar bu haktan faydalanamazlar. Bu itibarla zamanaşımı definde bulunmayan davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T.. hakkındaki davanın da zamanaşımı nedeniyle reddi doğru görülmeyip, mahkemece anılan davalılar bakımından işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin anılan davalılara yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz düzelterek onama ilamının davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T.. yönünden kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar E.. A.., U.F. A., E.O. A. M.. Ç.., N.. D.. yönünden HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T..’a yönelik karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 10.11.2014 günlü, 2014/5272 Esas-2014/17245 Karar sayılı ilamının davalılar Y.. V.., İ.. A.. ve M.. T.. yönünden kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.