Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2439 E. 2015/9724 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2439
KARAR NO : 2015/9724
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : İZMİR(KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2013
NUMARASI : 2012/215-2013/149

Taraflar arasında görülen davada İzmir (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/04/2013 gün ve 2012/215-2013/149 sayılı kararı onayan Daire’nin 04/11/2014 gün ve 2013/15891-2014/16751 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin C.kaydıyla Hindistan’dan ithal ettiği çelik emtiasının İ. Gümrüğü’ne geldiğini, 27.04.2011 tarihinde tescilinin yapıldığını, gerekli muayene ve diğer işlemler sonucu 11.05.2011 tarihinde anılan beyannamenin kapatıldığını, çıkış kontrol fişi düzenlendiğini, eşyanın bulunduğu ve diğer davalı TCDD’nin işleteni olduğu geçici depoya gidildiğinde yüklemenin yapılmadığını, ardiye ve terminal elleçleme ücretinin de yatırıldığını, geçici deponun davalı idare gözetim ve denetiminde diğer davalı tarafından işletildiğini, BK’nın 100. maddesi uyarınca işleten davalının ifa yardımcısı olduğunu, davalı idareye yapılan başvuru sonucu, işlemlerin tamamlandığı, çıkış izni verildiği ve ilgili yazının davalı işletene gönderildiği ve buraya başvuru yapılması gerektiğinin, bildirildiğini fakat yükleme yapılması üzerine tekrar davalı idareye başvurulduğunu, sonuç çıkmadığını ileri sürerek, eşyanın müvekkiline teslimine, olmadığı takdirde 88.908.30 USD eşyabedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TCDD vekili, müvekkilinin Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği ve Liman İşletmeleri Tarifesi hükümlerine göre eşyayı sahibine teslim etmekle yükümlü olduğunu, davacının yıllardır gümrükten mal çektiğini, uyuşmazlık konusu emtiayla ilgili olarak konişmento üzerinde yer alan gemi adıyla diğer bilgilerin kayıtlarda tutmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava dışı taşıyanın, İzmir Limanı’na getirdiği tüm malları bir özet beyan (manifesto) şeklinde gümrük idaresine bildirmek yükümlülüğü altında bulunduğu, aksi halde kaçakçılık fiilinden sorumlu olacağı, taşıyan ve acentesinin yükleme limanında tanzim edilen konşimentoyu ibraz eden yetkili hamile malı teslimle yükümlü bulunduğu, bunun için konişmento ibrazı sonrası gerekli incelemeye yapması gerektiği, ithalatçıların konşimento asılları ile taşıyan acentesine başvurarak kendilerinin yetkili hamil olduklarını kanıtlamasıyla malları teslim alma talebinde bulunduklarında, taşıyanın bu tarihe kadar işlemiş her türlü masrafı hesaplayarak gönderilenin bu masrafları ödemesi ile liman işletmesine teslim talimatını vermesi gerektiği, gönderilenin konşimentoyu taşıyan acentesine ibraz ederek taşıyandan aldığı belge ile (teslim talimatnamesi-muvafakatnamesi) malları teslim alabileceği, konşimentonun yükü teslim almaya yetkili gönderileni tevsik fonksiyonuna sahip olduğu, gemiden tahliye edilen ancak henüz gönderilene teslim edilmemiş mallar üzerinde tasarruf hakkının taşıyanda bulunduğu, gönderilenin bu konşimentoyu doğrudan liman idaresine ibraz ederek malın teslimini isteyemeyeceği, limanın buradaki hukuki durumunun taşıyanla arasındaki ifa yardımcısı olduğu, teslimin iki taraflı bir muamele olup taşıyanın varma limanında zilyetliği nakil sureti ile yükün vasıtalı veya vasıtasız zilyetliği gönderilene geçmesini sağladığı, bu nedenle taşıyanın iradesi olmaksızın tek taraflı teslim yapılamayacağı, davacının TCDD Liman İşletmesi’ne ve gümrük idaresine karşı açmış olduğu davada haklı bir hukuki sebebe dayanmadığı, konşimentoyu ibraz etmeden malların kendisine teslimini isteyemeyeceği ve tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04.11.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.