Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2428 E. 2015/7534 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2428
KARAR NO : 2015/7534
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/1230-2014/355

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/11/2014 tarih ve 2014/1230-2014/355 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı limited şirketin ortağı olduğunu, bu şirketin vergi dairesince 2008 yılında re’sen terk işlemine tabi tutularak mükellefiyet kaydının iptal edildiğini, davalının ise 31/12/2011 tarihli itibariyle şirket kaydını dondurduğunu, SGK’nın müvekkilini, şirketteki ortaklığına bağlı BAĞ-KUR sigortalısı saydığını ve her ay adına sosyal güvenlik primi tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin devam eden sigortalığının şirketteki ortaklığı sona ermeden bitmeyeceğini bildirdiğini, müvekkilinin şirketteki ortaklık payını 31/12/2012 tarihinde hisse devri sözleşmesi ile diger ortağa devrettiğini, bu devir işleminin şirketin aynı tarihli, 2012/01 sayılı ortaklar kurulu kararıyla kabul edilerek 02/01/2013 tarihinde tescili için davalıya verilmesine rağmen şirketin vergi kaydının kapalı olması nedeniyle tescil işleminin reddine karar verildiğini, oysa tescilin yapılması hususunda şirketin vergi kaydının açık olmasını gerektirir yasal bir koşul bulunmadığını ileri sürerek, davalının tescil işleminin reddine dair kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava 6102 sayılı TTK’nın 34. maddesine dayalı olup, madde kapsamında Ticaret Sicil Memurluğu kararlarına karşı davacının dava dışı tüzel kişinin ilgilisi olmadığı ve aynı Yasanın 28. maddesinde belirlenen ilgili kişi tanımına girmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.