Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2413 E. 2015/8015 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2413
KARAR NO : 2015/8015
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2014/1113-2014/383

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2014/1113-2014/383 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 04/11/2012 günü davalı şirketin 141 numaralı seferi ile A.’dan İ.’a geldiğini, ancak bagajının teslim edilmeyip davalı tarafından kaybedildiğini, bagajında şahsi eşyaları yanında kendisine hediye edilen eşyanın da kaybolduğunu, davalının 240,00 USD ödemeyi kabul ettiğini ancak zararının daha fazla olduğunu ileri sürerek 3.076,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşımanın A.’dan İ.’a gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin, kayıp olan bagaja ilişkin sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, somut olaya uygulnamsı gereken V. Konvansiyonu hükümleri gereğince hava yolu ile bagaj taşımalarında yolcunun taşıma öncesinde hava yolu şirketine teslim etmiş olduğu bagaja ilişkin olarak özel bir fayda bildiriminde bulunmaması ve buna ilişkin olarak sigorta yaptırmaması ya da ek bir ücret ödememiş olması halinde bagajın kaybolması nedeniyle taşıyıcının sorumluluğunun her bir yolcu üst sınır olarak 1131 özel çekme hakkı ve kg başına 17 özel çekme hakkı (SDR) ile sınırlı olduğu esasının kabul edildiği, davacının davalıya teslim ettiği bavulun ağırlığının 12 kg olduğu ve davacının iş bu bagajı taşıyıcıya verirken bavul içinde bulunan eşyaların kıymeti hakkında davalıya herhangi bir özel fayda bildiriminde bulunmadığı gibi bavul için ek bir ücret ödemesi de yapmadığı, davacının gerçek zararının tespiti bakımından eşyaların gerçek değerini tespit etmenin zor olduğu, davacı için çok önemli olduğu anlaşılan bayiler toplantısına gitmek için özenli ve kaliteli giyinme gayreti gösterdiği ve şirketteki konumu gereği buna dikkat ettiğinin tanık beyanlarından anlaşılmakla davacının beyan ettiği maddi değerin gerçek değer olarak kabul edildiği ve bu miktarın davalı taşıyıcının sorumlu olduğu üst sınırı aşmadığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü 3.076,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince, davaya konu zararın meydana geldiği taşıma 04.11.2012 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Dava konusu taşımanın tabi olduğu 1999 tarihli M. K. uyarınca davalı taşıyıcının sorumluluğu her yolcu için 1000 özel çekme hakkı ile sınırlı tutulmuştur. Somut olayda, mahkemece gerçek zarar miktarının belirleme yöntemi isabetli ise de, gerçek zarar miktarının anılan Konvansiyon uyarınca belirlenecek davalı taşıyıcının sorumlu olduğu üst limitin altında olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece 1999 tarihli M. K. uyarınca davalı taşıyıcının sorumlu olduğu üst sınır belirlenerek, gerçek zarar davalı taşıyanın sorumluluk üst limitinin altında ise gerçek zarara, gerçek zararın sorumluluk üst limitini aştığı durumda ise taşıyıcının üst limit miktarınca sorumlu tutulması gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.