Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2388 E. 2015/8091 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2388
KARAR NO : 2015/8091
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2014
NUMARASI : 2014/333-2014/618

Taraflar arasında görülen davada Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/11/2014 tarih ve 2014/333-2014/618 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı Banka vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 17.220 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın müşterisi diğer davalı kooperatifin ise üyesi olduğunu ve kooperatifteki bağımsız bölümü alırken davalı bankadan kredi kullandığını, sonrasında taşınmazı dava dışı İsmail’e sattığını ve 55.000,00 TL’nin müvekkili hesabına yatırıldığını, yatırılan bu tutardan davalı banka tarafından bilgi ve talimatı olmaksızın 9.155,42 TL’nin davalı kooperatif tarafından kullanılan kredi için gösterilen ipoteğin fekki için kullanıldığını, davalı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, bu tutar ile iade için gönderilen ihtarname masrafı olan 361,58 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, müvekkilinin davada taraf ehliyetinin bulunmadığını, davacının kooperatife borcunun bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, dava konusu bağımsız bölüm üzerine davalı kooperatif tarafından çekilen kredi nedeniyle birinci dereceden ipotek tesis edildiğini, daha sonra ferdileşme yapılması ve tapu devrinin yapılması üzerine, davacı tarafından kullanılan kredi sebebiyle aynı taşınmaz üzerine bu kez ikinci derecede ipotek tesis edildiğini, bu durumda davacının hem birinci hem ikinci derecede ipotekler sebebiyle müvekkiline iki ayrı borcunun bulunduğunu, davacının hesabına yatan paradan önce kendi kredi borcunun kapatıldığı, sonrasında ise davalı kooperatif tarafından kullanılan kredi nedeniyle tesis edilen birinci derece ipoteğin kaldırılması için 9.155,42 TL’nin aktarıldığını ve ipoteğin kaldırıldığını, bankanın yaptığı işlemin davacı ile imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kooperatif tarafından çekilen krediye karşılık ipotek fekki için para transferi konusunda davacının herhangi bir talimatının ve davalı kooperatif tarafından kullanılan krediye karşılık bankaya şahsen borcunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının kendi rızası olmaksızın şahsi mallarından bankanın tasarrufta bulunması veya mahsup yapmasının mümkün olmadığı, ipotek ile birlikte davacı evi devralmış ise de ipotek borcunun sadece ev ile sınırlı olduğu gerekçesi ile davalı bankaya karşı açılan davada asıl alacak yönünden davanın kabulüne, muhtıra masrafı yönünden ise tebliğ edilmediği gerekçesi ile talebin reddine; davalı kooperatife karşı açılan davada ise kooperatifin bu işlemde bir iştirakinin olmadığı, bankanın kooperatife para aktarmasının kooperatif ile banka arasındaki ilişkinden kaynaklandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı banka vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı banka trafından davacının hesabından talimatı olmadan diğer davalı kooperatif hesabına havale yapıldığı iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Davacının davalı kooparetif üyesi iken davalı kooperatif tarafından alınan krediler nedeniyle 37 nolu bağımsız bölüme ipotek tesis edildiği, daha sonra bu bağımsız bölümün ferdileşme ile davacıya geçtiği ve davacının davalı bankadan aldığı konut kredisi nedeniyle aynı bağımsız bölümün tapu kaydına 2. derece ipotek tesis edildiği, davacının bağımsız bölümü dava dışı İ. Ç. sattığı, alıcının da, Türk E. Bankası A.Ş. M.Şubesi’nden konut kredisi aldığı ve 55.000 TL’nin bu Banka şubesinden EFT ile davacının davalı Banka şubesindeki hesabına gönderildiği, davalı bankanın iki ayrı işlemle, Banka lehine olan 1. derece ve 2. derece ipotekleri kaldırdığı dosyada mübrez Banka hesap ekstresi ve tapu kayıtları ile havale dekontundan anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar davacı hesabına EFT ile gelen parayı davacının talimatı olmadan davalı Bankanın kooperatif hesabına havale ve kooperatif tarafından çekilen krediye karşılık tesis edilen ipoteğin fekki için para transferi işleminde davalı bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı banka yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmamıştır. Davalı banka, davacının hesabına gönderilen paranın dava konusu 1. sıradaki ve ihtilafsız olan 2. Sıradaki ipoteklerin fekki işlemleri için tahsili gerekli olan kredi ve ekleriyle masrafların tam karşılığı olduğunu, bu işlemden sonra 3 yıla yakın bir süre davacının ses çıkarmaması ve daha sonra dava açmasının iyi niyet kuralına aykırı olduğunu ve kooperatif hesabına yapılan havalenin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunmuş mahkemece bu savunmalar üzerinde durulup yeterli inceleme yapılmamıştır. Mahkemece öncelikle ipotek akit tabloları, ipoteğin fekki işlemine dayanak belgeler ve dava konusu havalenin yapıldığı kooperatif hesap ekstresi de getirtilerek, bankacılık işlemlerinde uzman bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yetkisi tanınmak suretiyle davalı Bankanın davacının hesabından kooperatif hesabına havale işleminin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı, bu havale sonrasında Bankanın kooperatiften kredi alacağını mı tahsil ettiği yoksa kooparetife ödeme mi yaptığı, dava konusu 1. derece ipotek fekki işleminin davacının taşınmazı dava dışı İ.Ç.’ya satım sırasında mı satımından sonra mı olduğu, davacının talimatı olmadan yapılan bu işleme rıza veya icazetinin bulunduğunun kabulü gerekip gerekmediği konularında ve davalı savunmalarını da irdeleyen rapor alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı Banka yararına bozlması gerekmiştir.
2- Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan bozma sebep ve şekline göre davacının davalı kooperatif hakkındaki ve muhtıra masrafına yönelik ve davalı banka vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı Banka yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı kooperatif hakkındaki ve muhtıra masrafına, davalı Banka vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Bankaya iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.