Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2381 E. 2015/8434 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2381
KARAR NO : 2015/8434
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 36. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2014
NUMARASI : 2013/26-2014/107

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 36. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/05/2014 tarih ve 2013/26-2014/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı Ç.. K.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, kanuni halef olunan S. şirket’in 15.09.2006 tarihinde yapılan 2002, 2003 ve 2004 faaliyet yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, davalıların 31.10.2003 tarihinde 53.300.000.000 adet imar hissesini 3.173.191,66 TL bedelle İ.O. limitetden borçlanma suretiyle satın almış gözüktüğünü, bu satın alma işleminin Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 14.08.2003 tarihli 2003/426 ve 26.08.2003 tarih ve 2003/449 sayılı müteferrik tedbir kararlarına rağmen gerçekleştirildiğini, BDDK’nın 03.07.2003 tarihli kararı ile yönetim ve denetimi fona devredilen bir bankanın hisse senetlerini satın alma yoluna gidilmesinin ticari teamüllerle ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü ile bağdaşmadığını, yine firmanın kurulduğu 1997 yılında R.Çimento’dan 920.000 TL bedelle satın aldığı E. Çimento hisselerinin 11.07.2003 tarihli kararla 40.000 TL bedelle grup şirketi D. İnşaat ve İşl. A.Ş’ye satıldığını, bu satıştan 880.000 TL zarar doğduğunu, bu işlemlerin Ç. Elektrik ve K. Elektrik imtiyaz sözleşmelerinin ilgili bakanlık tarafından iptal edildiği 12.06.2003 tarihinden ve bankaya el konulma tarihinden hemen sonrasında gerçekleştirldiğini, TMSF’den mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olduğunu, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin bu işlemler nedeniyle mali sorumluluklarının bulunduğunu, büyük çoğunluğu U.Gurubu şirketlerde personel olan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirketi gayrifaal tutmaları, muhasebe ilkelerine aykırı işlemlere cevaz vermeleri, kendi dönemlerinde yapılan hatalı işlemlere karşı gerekli prosedürü başlatmamaları ve gerekli tedbirleri almamaları nedeniyle kusurlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren avans faizi ile davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 4.053.191,66 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı H.. C.. vekili, davacı şirketin 13.02.2004 tarihinde şirket olma vasfını kaybettiğini, müvekkilinin Uzan’larda ücretli çalışan bir personel olduğunu, işten atılma kaygısı ile şeklen yönetici ya da denetçi gözüken birçok kişinin hak etmedikleri bir konuma sürüklenmelerinin adalet duygusu ile de bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı P.. K.. vekili, bankaya el konulmasının müvekkili yönünden sorumluluk doğuramayacağını, davacı şirketten para çıkışı olmayıp zarar durumunun da gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen tüm şirketlerin yönetim ve mal varlığının fona geçtiğini, aktifinde bulunan varlıklarını da istediği şekilde değerlendirebileceğini, müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Ç.. K.. vekili, 2003 yılı Eylül ayında şirkete el konulma tarihinden önce denetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, U. Grubunda hizmet akdi ile çalışan bir personel olduğunu, davacı şirketten bir para çıkışı olmayıp zararın gerçekleşmediğini, tüm davalıların ibra edildiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre TTK’nın 336 vd. maddelerinde öngörülen şartların olayda mevcut bulunmadığı, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerinin sorumluluğuna gidilebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı Ç.. K.. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, S.. A.. yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda verilen ilk karar, Dairemizce bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmeler yerinde görülmeyerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olmasına rağmen, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında oluşturulan yeni bilirkişi heyetinden alınan raporun da bozma öncesi raporlarla aynı değerlendirmeleri içerdiği anlaşılmıştır.
Oysa, Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, davacı tarafça 53.300.000.000 adet İ. Bankası A.Ş. hissesinin 3.173.191,66 TL bedelle İ. O. S. Limited’den borçlanma suretiyle satın alındığı, bu satın alma işleminin tedbir kararlarına ve BDDK’nın 3.7.2003 tarihli kararı ile İ. Bankası A.Ş’nin yönetim ve denetiminin fona devredilmesine rağmen gerçekleştirildiği ancak, satın alma karşılığında herhangi bir ödeme yapılmamış ise de, şirketin bilançosunda borç kaydı olarak görüldüğü yine, şirketin kurulduğu 1997 yılında R. Çimento A.Ş’den 920.000 TL bedelle satın alınan E. Çimento A.Ş. hisselerinin 11.07.2003 tarihinde 40.000 TL bedelle D. İnşaat ve İşl. A.Ş’ne satıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporunda da, bozma öncesi alınan rapordaki tespit ve değerlendirmelere paralel olarak, hisselerin bir diğer grup şirketi olan dava dışı İ.O. Ltd’den borçlanılarak alınması ve davacı şirketten bu borca karşılık bir nakit çıkışının bulunmaması, anılan işlemlerin grup içi işlem mahiyetinde olması ve konsolidasyon mantığı açısından tazmine konu bir zararın ortaya çıkmaması, 1997 yılında R. Çimento A.Ş’den 920.000 TL bedelle satın alınan E. Çimento A.Ş. hisselerinin 11.07.2003 tarihinde 40.000 TL bedelle D. İnşaat ve İşl. A.Ş’ye satılması yönünden de aynı şekilde hisse alım ve satım işlemlerinin tamamının grup şirketleri arasında gerçekleştirilmesi ve TMSF tarafından U. Grubu’na dahil tüm şirketlere el konularak bu şirketlerin konsolidasyona tabi tutulduğu dikkate alındığında, devri söz konusu E. Çimento hisseleri rayiç değerinin altında satılmış olsa da, buradaki kaybın diğer bir grup şirketinin kazancı olması nedeniyle, yine konsolidasyon mantığı açısından tazmin edilecek bir zararın doğmadığı ve bu itibarla davalıların sorumluluklarını gerektirecek bir zararın varlığının tespit edilemediği belirtilmiş ise de, anılan rapor uyulan bozma ilamı uyarınca denetime elverişli bir rapor olmayıp, gerekçesi de dosya kapsamına uygun değildir.
Bu itibarla, mahkemece davacı şirket tarafından hisseleri alınan ve satılan şirketlerin borsada işlem gördüğü nazara alınarak, davalıların gerçekleştirdikleri eylemler nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise miktarının kesin olarak belirlenmesi gerekmekte olup, Dairemiz bozma ilamında da bu hususa işaret edilmesine rağmen eksik inceleme ile yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı Ç.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Ç.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Ç.. K..’a iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.