Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2306 E. 2015/8013 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2306
KARAR NO : 2015/8013
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2014
NUMARASI : 2012/116-2014/120

Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/09/2014 tarih ve 2012/116-2014/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “K.” ibareli tescilli markasının bulunduğunu, markanın tanınmış olup, anılan markanın kullanıldığı ürünün Türkiye’nin ilk çamaşır suyu özelliğini de taşıdığını, halk arasında çamaşır suyunun bu adla adlandırılabildiğini, davalının “P. K.” markasını “K.” ibaresini gereğinden büyük harflerle yazıp öne çıkararak müvekkilinin markası ile karışmasına sebep olacak şekilde kullandığını, daha öncede mahkeme kararı ile davalının bu kullanımının davacının marka hakkına tecaüvz teşkil ettiğinin mahkeme kararı ile saptandığını, davalı şirket yetkilisi markaya tecavüzü nedeniyle hakkında ceza mahkemesinde mahkumiyet kararı verildiğini ileri sürerek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, markaya tecavüz nedeniyle şimdilik 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi ve 2.000 TL itibar tazminatının faiziyle tahsilini, maddi tazminatın 556 sayılı KHK’nın 67. maddesince arttırılmasını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 556 sayılı KHK’nın 67. maddesi talep ettikleri tutarı 2.000 TL olarak belirtmiştir.
Davalı vekili, kendi tescilli markalarını kullandıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının tescilli “P. K.” markasını tescilindeki şeklini bozarak davacı markası ile karıştırılacak biçimde kullandığı, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 2.690 TL olduğu, bu miktara davalı, daha öncedende aynı eylem nedeniyle hakkında açılan davanın kabulüne rağmen, eylemindeki ısrar ve davacı markasının satış gücü dikkate alınarak MarkKHK 67. madde gereği takdiren 2.000 TL tutarın eklenmesi gerektiği, taraf ürünlerinin karşılaştırılmasında kalite bakımından fark görülmediği bu nedenle davacının itibar tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 4.690 TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın 27/07/2010 tarihinden işleyen değişen oranlı ticari faiziyle tahsiline, itibar tazminatı talebinin reddine ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, uyuşmazlık davalının tescilli markasını tescil olunduğu halinden farklı bir biçimde ve davacı markasına tecavüz oluşturacak şekilde kullanımının önlenmesi ve tazminat istemine yöneliktir. Davaya konu ve tecavüz oluşturan davalı kullanımının tespiti, aynı olay nedeniyle açılan ceza soruşturması kapsamında alınan mahkeme kararıyla 26.04.2011 tarihinde davalının iş yerinde yapılan arama ile belirlenmiştir. Bu durumda, somut uyuşmazlığa konu haksız eylemin başlangıç tarihinin 26.04.2011 olduğu dikkate alınmak suretiyle, 556 sayılı KHK’nın 66/c bendi uyarınca tazminatın hesaplanması ve faiz başlangıcında da bu tarihin dikkate alınması gerekirken, taraflar arasında daha önce de uyuşmazlık bulunduğundan bahisle haksız eylemin önceki tarihten beri devam ettiği gerekçesiyle haksız eylem başlangıç tarihinin 27.07.2010 olarak belirlenmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.