Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2292 E. 2015/7902 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2292
KARAR NO : 2015/7902
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2014
NUMARASI : 2010/256-2014/195

Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2014 tarih ve 2010/256-2014/195 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin şirket müdürü olarak görev yaptığı dava konusu şirketten 22/08/2009 tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak görevden alındığını, o tarihten beri şirket içerisine alınmadığını, bu durumun taraflar arasında karakollara, hatta adliyelere taşınarak şikayet ve dava konusu olduğunu, müvekkilinin bunca yıl emek vererek çalıştığı şirketi zarara uğrattığı gibi asılsız iddialarda bulunduklarını, hatta müvekkilinin oğlu olan ve uzunca süredir şirketten çalışan Y. E. hakkında resmi ve özel belgelerde sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık vb. iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, taraflar arasında yaşanan olayların ortakları düşman hale getirdiği, ortak çalışma şartlarının kalmadığını gösterdiğini, bu haksız eylemlerin tamamının davalılardan kaynaklandığını, şirketin mal varlığının davalı ortaklar tarafından boşaltıldığını, buna ilişkin davalılar hakkında Denizli C. Savcılığına şikayette bulunduklarını, yaşanan olayların şirketin ortak gayesine birlikte ulaşılamayacağını gösterdiğini ileri sürerek haklı nedenlerle şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini, aksi kanaatte şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında da, davacının oğlu Y. E.’ın bilgisayar programındaki yetkilerini kullanarak hesaplarda oynamalar yaptığının tespit edildiğini, şirkete ait belge ve evrakların iş yerinden kaçırıldığını, davacı ve oğlu Y. E. hakkında özel evrakta sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlamaları ile kamu davası açıldığını ileri sürerek davalı M.. E..’ın haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında açılan davalar, oluşan nizalar dikkate alındığında ortaklar arasında güvenin kalmadığı, şirketin kuruluş amacını ortak olarak birlikte gerçekleştirilmelerinin mümkün olmadığı, davacı-karşı davalı M.. E.. 6762 sayılı TTK’nın 551 maddesi uyarınca, haklı sebeplerle çıkma talebinde bulunmuş ise de, şirket ortakları arasında oluşan nizalarda kendisinin ağır kusurlu olduğu ve kendi eylemleri ile şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiği, hiç kimsenin kendi ağır kusurundan kaynaklanan sebeplere dayanarak hukuki yarar sağlayamayacağından eski TTK’nun 551 maddesindeki koşulların oluşmadığı, bu nedenle davacı M.. E.. tarafından açılan şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi davasının yerinde bulunmadığı, aynı gerekçeler dikkate alınarak, davalı-karşı davacıların M.. E.. aleyhine açmış oldukları şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin haklı sebepler oluştuğu gerekçeleriyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, davalı M.. E..’ın davacı şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalı M.. E..’ın şirket ortaklık payına isabet eden 563.001,08 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı şirketten tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş, bu karar davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiş, ancak davalı karşı davacı vekilinin temyiz istemi süresinde bulunmadığından mahkemece verilen 13/01/2015 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Asıl kararı davacı karşı davalı vekili, ek kararı davalı karşı davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Her ne kadar mahkemece davalı karşı davacı şirket vekilinin temyiz istemi süresinde olmadığından bahisle reddedilmiş ise de, davalı karşı davacı vekiline içinde gerekçeli karar tebliğinin aynı adreste çalışan sekretere yapıldığı ancak vekilin neden bulunamadığına dair bir belirleme yapılmadığı, bu itibarla yapılan tebligatın Tebligat Kanunu’nun 17. ve 20. maddelerine aykırı olduğu anlaşıldığından, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak davalı karşı davacı şirket vekilinin temyiz isteminin incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı karşı davalı vekilinin ve davalı karşı davacı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı şirket vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, mümeyyiz taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, temyiz harcı davalı-karşı davacı şirketten peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.