Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2285 E. 2015/7811 K. 05.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2285
KARAR NO : 2015/7811
KARAR TARİHİ : 05.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2014
NUMARASI : 2013/27-2014/130

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2014 tarih ve 2013/27-2014/130 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “K. E. E. N.” markasını tescil ettirerek kendilerinin tanınır hale getirdiğini, ancak davalının da soy ismini değiştirerek “M. K.” markasını tescil ettirmek suretiyle müvekkiline ait markayı kullandığını ileri sürerek, davalının markayı kullanmaktan men edilmesini, markaya yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ile maddi zararlarına karşılık 5,000 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra tavzih dilekçesi ile maddi tazminat istemini manevi tazminat istemine dönüştürmüştür.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının adına tescilli markasını tescilli olduğu sınıfta markasının himaye ettiği şekliyle kullanmadığı, davacı markasının esaslı unsuru olan ”k.” markasını ön plana çıkarılarak davacı markasıyla iltibas oluşturacak biçimde kullanıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı markasına yapılan tecavüzün tespitine, men’ine ve önlenmesine, 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 141. maddesi uyarınca taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Davacı dava dilekçesinde açıkça maddi tazminat talebinde bulunmuş, ön inceleme duruşmasından sonra 13.02.2014 tarihli dilekçeyle talebini manevi tazminat olarak değiştirmiştir. Davalı vekili ise, davacının talep sonucunu değiştirmesine muvafakat etmediğini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece ön inceleme duruşmasından sonra davacının iddiasını değiştirmesine davalının muvafakat etmediği ve davacı tarafından HMK 176. maddesine göre usulüne uygun sunulmuş bir ıslah dilekçesi bulunmadığı nazara alınmadan yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Yine davalı vekilince, davacının talebinin zamanaşımına uğradığı savunulmuş, mahkemece davalının bu savunması konusunda da olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. O halde mahkemece, davalı vekilinin zamanaşımı savunmasının incelenip değerlendirilerek, bu savunma konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.