Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2253 E. 2015/7641 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2253
KARAR NO : 2015/7641
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : TOSYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2013/97-2014/212

Taraflar arasında görülen davada Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.10.2014 tarih ve 2013/97-2014/212 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 03.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini ve davalıya ait aracın müvekkili banka lehine rehnedildiğini, kredinin ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu aşamada dava dışı S. T.’nın müvekkiline müracaat ederek bankanın tüm alacaklarını, rehin ve ipotek haklarını kendisine temlik etmesi halinde borcu ödemeyi teklif ettiğini, teklifin kabul edilerek 22.04.2011 tarihli alacağın temliki sözleşmesi yapıldığını ve temellük eden Sıddık tarafından 16.569,00 TL’nin ödendiğini, müvekkilinin de davalı adına kayıtlı araç üzerindeki rehin ile ipotekleri ve icra dosyalarını dava dışı S. T.’ya temlik ettiğini, daha sonra müvekkili banka görevlisinin rehnedilen araç ile ilgili sadece kendi sistemindeki rehin şerhini kaldırmak isterken hata ile trafik kaydındaki rehni de kaldırdığını, bu durumda dava dışı S. T.’ya araç üzerindeki rehin yani rüçhan hakkını kaybederek sıra cetvelinde altıncı sıradan alacaklı olarak işlendiğini, aracın icra vasıtasıyla dava dışı bir şahsa satıldığını, satış parasının da rehin hakkı sahibi olmayan fakat sıra cetvelinde dava dışı S. T.dan daha ön sıralarda yer alan diğer alacaklılar arasında paylaştırıldığını, bunun üzerine dava dışı S. T. tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığını, dava sırasında müvekkili ile S. T.’nın anlaşmaları sonucu 10.998,87 TL asıl alacak, 600,00 TL vekalet ücreti, 484,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 12.083,07 TL’nin 05.12.2012 tarihinde dava dışı Sıddık Tarakçı’ya ödendiği, müvekkili tarafından rehin kaldırma işleminin hataen yapıldığını ve yapılan bu hatalı işlem nedeniyle davalının müvekkili tarafından dava dışı Sıddık Tarakçı’ya ödenen miktar kadar sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 12.083,07 TL’nin 05.12.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin meydana gelen olaylarda herhangi bir müdahalesinin olmadığını, davacının yapmış olduğu hatanın sonuçlarına katlanması gerektiğini zira, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte talep edilen tutara vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin dahil edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda alacağını ivazlı olarak yani, dava dışı S. T. tarafından davalıya ait borcun ödenmiş olmasından sonra temlik gerçekleştiğinden, temlik eden davacı bankanın alacağın varlığını garanti ettiğinin kabulü gerektiği, her ne kadar davalı borçlunun alacağı tahsil edilememesinden davacı bankanın sorumlu olmadığı düşünülebilirse de, alacağın temliki sözleşmesinde yer almasına rağmen var olan rehni kaldıran bankanın dava dışı S. T. tarafından asıl borçludan tahsil edilemeyen tutarı S. T.ya tazmin borcu bulunduğunun kabul edilmesi ve sulh yolu ile 12.083,07 TL olarak ödenmesinin hukuka uygun olduğu göz önüne alındığında, alacağa bağlı rehnin kaldırılmış olması alacağı sona erdirmeyeceğinden davacı bankaca davalıya var olan bir borcun ödendiği, davalının borcunun davacı tarafından dava dışı S. T.’ya yapılan 12.083,07 TL ödeme nispetinde azaldığı, 818 sayılı BK’nın 61., 6098 sayılı TBK’nın 77. maddesi anlamında bir sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu ve bu itibarla davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarının dava dışı S. T.’ya yapmış olduğu 12.083,07 TL’lik ödeme olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 12.083,07 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı taraf kendisi ile dava dışı S. T. arasında Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/511 Esas sayılı dosyasında görülen davada taraflar arasında yapılan sulh neticesinde dava dışı S. T.’ya 10.998,87 TL asıl alacak, 600,00 TL vekalet ücreti, 484,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 12.083,07 TL ödendiği ve davalının da ödenen bu miktar itibariyle sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla işbu dava açılmış, davalı tarafça da ödenen bu bedelden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı ve özellikle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı yönünde savunma ve itirazda bulunulmuş, mahkemece ise, bu savunma üzerinde durulmadan benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/511 Esas sayılı dosyasında açılan davanın davalıya ihbar edilip edilmediği, bunun neticesine göre de, anılan davada davacı tarafça yapılan masraf ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olup olmadığı değerlendirilmeden ve davalının bu yöne ilişkin savunma ve itirazları üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.