Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2223 E. 2015/7550 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2223
KARAR NO : 2015/7550
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2013/21-2014/221

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2014 tarih ve 2013/21-2014/221 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “R.” unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının ise müvekkilinin tanınmış markalarına benzerlik ile iltibas yaratan “R.+ŞEKİL” unsurlu markaları kötü niyetle tescil ettirdiğini, davacıya ait ticaret ünvanı ve markalarına iltibas oluşturur şekilde ticaret ünvanında “R.” ibaresini kullandığını, benzer şekilde adına alan adı tescil ettirdiğini ileri sürerek; davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, “R.” ibaresini içeren davalı adına tescilli “R. İLAÇLARI LİMİTED ŞİRKETİ” ticaret unvanından “R.” ibaresinin terkinine, davalı adına tescilli wvvw.rotapharm.com.tr alan adının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraf markalarının birbirine benzemediğini, müvekkilinin markasının 2007 senesinden bu yana kullanıldığını, davacı tarafın sessiz kalarak hükümsüzlük davası açma hakkını yitirdiğini, ticaret unvanı terkini taleplerinin Ticaret Mahkemesi’nde görüleceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile davalının TPE nezdinde tescilli 2008 39839 sayılı “R R.şekil”, 2009 49404 sayılı “R. R. şekil”, 2010 53362 sayılı “şekil”, 2011 15366 sayılı “R. R. şekil P. C.”, 2011 102742 sayılı “şekil” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının ticaret unvanından R. ibaresinin çıkartılmasına ilişkin talebin reddine, davalıya ait www.r..com.tr alan adının iptaline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiş; davalı vekilinin mahkeme kararının gerekçesinin tashihi talebi mahkemece 09/02/2015 tarihli ek kararla reddedilmiş, davalı vekili işbu ek kararı da temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin mahkeme kararının gerekçesinin tashihi talebinin reddine dair 09/02/2015 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının gerekçesinin tashihi talebinin reddi kararının onanması gerekmiştir.
2- Asıl karara ilişkin temyiz incelemesine gelince; mahkemece kararının hüküm kısmındaki 2 numaralı bent ile davalının ticaret unvanından Rotapharm ibaresinin çıkartılmasına ilişkin talebin reddine karar verildiği; gerekçe kısmında ise R. markasının iltibas yaratacak kadar benzeri olan R. ibaresinin serbest olmadığı ve bu sebeple marka korumasından yararlanan davacı tarafın, R. ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinini talep edebileceği; davalının ticaret ünvanının 01/06/2007 tarihinde ticaret sicile kaydının yapıldığı, davanın ise 28/01/2013 tarihinde açılmış olduğu yerleşik Yargıtay içtahatları gereği 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu bu süre zarfında ses çıkarmayan davacının dava tarihi itibariyle ünvanın terkinini talep edemeyeceği anlaşıldığından bu talebin yerinde görülmediği; ayrıca Paris Konvansiyonu’nun 8. maddesinin “Bir ticaret unvanı, bir ticari markanın bir kısmını oluştursun veya oluşturmasın, birliğin bütün ülkelerinde başvuru ve tescil zorunluluğu olmaksızın korunacaktır.” şeklinde olduğu, bu hüküm göz önüne alınacak olursa Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşmeye göre, Paris Sözleşmesi’ne taraf olan İtalya’da davalı şirketten daha önce kurulan ve ticaret unvanında “R.” ibaresini kullanan davacı şirketin ticaret unvanıyla karışıklık yaratacak derecede benzeri olan “R.” ibaresinin davalı şirket unvanında kullanılmasının, ilgili uluslararası sözleşmeye aykırılık teşkil etttiği, davacıya ait “R.. S..” ticaret unvanının ilk kullanan olarak Paris Konvansiyonu’nun 8. maddesi hükmü gereğince koruma altında olduğu, ticaret unvanının ülkemizde de korunduğu, davalının ticaret unvanında bulunan “R.” ibaresinin davacı unvanı ile karışıklık yaratacak derecede benzer olduğu, bu sebeple mezkur ibarenin unvandan terkinine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu şekilde kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca, kararın hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, kararın hüküm fırkası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişkinin bulunmaması gerekmektedir. Mahkemece anılan yasa hükmüne aykırı olarak, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin asıl karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin mahkeme kararının gerekçesinin tashihi talebinin reddine dair 09/02/2015 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının gerekçesinin tashihi talebinin reddine ilişkin ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle, taraf vekillerinin asıl karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.