Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2185 E. 2015/8210 K. 12.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2185
KARAR NO : 2015/8210
KARAR TARİHİ : 12.06.2015

MAHKEMESİ : AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 09/12/2014
NUMARASI : 2010/312-2014/1115

Taraflar arasında görülen davada Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/12/2014 tarih ve 2010/312-2014/1115 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-birleşen davada davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalının taşeron olarak aldığı nakliye işlerini gerçekleştirdiğini, davalının bu nedenle düzenlenen toplam 77.222,06 TL’lik fatura bedellerini ödemediğini ileri sürerek, bu meblağın 10.02.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunmuş, karşı dava ile müvekkilinin davalıya iş makinası kiraladığını, davalının 91.500 TL + KDV’den oluşan kira bedelini ödemediğini ileri sürerek, bu meblağın temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davalının davacıya 72.222,06 TL borçlu olduğu, birleşen davada davacının 88.927,50 TL alacaklı olduğu, davalı-karşı davacının takas def’inde bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın takas def’i nedeniyle reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 16.705,44 TL’nin 12.07.2010 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl dava, bakiye nakliye alacağı, birleşen dava araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Asıl dava yönünden, davacı tarafça düzenlenen fatura tutarında ihtilaf bulunmamakta olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafça ne kadar ödeme yapıldığı ve buna göre davacının ne kadar alacağı kaldığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, taraflarca ibraz edilen ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ancak muavin defter kayıtlarındaki işlemlerin tamamı için dayandıkları belge ibraz edilmediğinden, hükme esas alınan raporda fatura tutarı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafın kendisine 128.613,94 TL tahsilat yapıldığı yönünde kabulünün bulunduğu, buna göre asıl dava yönünden davacının 72.222,06 TL alacağı bulunduğu yönündeki bilirkişi görüşüne
itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak dosya kapsamında davacı tarafın bu yönde bir beyanı bulunmadığı gibi, mahkemece alınan 16.11.2012 havale tarihli ilk bilirkişi raporunda da davacı tarafça dosyaya sunulan muavin defter dökümüne göre davalı tarafça 2008 yılında 96.613,94 TL ve 2009 yılında 27.000 TL olmak üzere toplam 123.613,94 TL ödeme yapıldığına ilişkin kayıt bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunun dava ve talepler bölümünde davacı tarafça 72.222,06 TL’nin tahsilinin talep edildiği yönünde maddi hata yapıldığı ve bu hatanın tüm raporda devam ettirildiği görülmektedir. Bu itibarla, asıl dava yönünden yanılgılı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ödeme şekli bölümünde Ç. A.Ş.’nin hakediş ödemesini müteakip hesabın görüleceği ve tahsilat alınacağı, ödemenin yapılan masraflar düşüldükten sonra yarı yarıya olacağı, Z. T.ya aylık 1.000 TL ücret ödeneceği ve bunun da masraflara ilave edileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeden sözkonusu borcun dava dışı Ç. A.Ş. tarafından ödeme yapılmasından sonra muaccel olacağı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, söz konusu alacağın muaccel olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan ve ödemeden düşüleceği kararlaştırılan masraflar dikkate alınmadan, davacı tarafın dava dışı Ç.’tan alacağı olduğunu beyan ettiği 177.855,02 TL’nin ikiye bölünmesi suretiyle birleşen davada davacının alacağını belirleyen bilirkişi görüşüne itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davacı-.birleşen davada davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.