Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2129 E. 2015/7634 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2129
KARAR NO : 2015/7634
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2014
NUMARASI : 2013/155-2014/159

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08/07/2014 tarih ve 2013/155-2014/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firmanın ticaret hayatına başladığı günden bu yana “E.” markasını kullandığını, davalı şirketin 2007/37910 no’lu “C. E.” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin anılan başvuruya yaptığı itirazın kısmen reddedilerek kalan mal ve hizmetler bakımından tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, davalı marka başvurusunun müvekkilinin “E.” markalarına ayırt edilemeyecek ölçüde benzediğini, başvuru kapsamında yer alan 29, 30 ve 31. sınıfa dâhil mallar ile müvekkili markalarının aynı ya da benzer nitelikte olduğunu, müvekkilinin tanınmış markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerinin kullanılmasının haksız kazanca yol açacağını, markanın tanınmışlığına ve ayırt ediciliğine zarar verebileceğini, davalı şirketin yem sanayiini faaliyet alanı olarak seçip, bu işletme mevzunu unvanında da gösterdiğini, buna rağmen davalının işletme mevzu dışında kalan ve söz konusu faaliyet alanları ile herhangi bir benzerliği ve ilgisi olmayan, müvekkilinin faaliyette bulunduğu gıda sektöründe marka tescilinde bulunmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davalı şirketin ortaklarından birinin müvekkil şirketin ortakları ile kardeş olmasının, müvekkiline ait ”E.” markası üzerinde hak sahibi olduğunu göstermeyeceğini ileri sürerek, T.. T..’nin 2008-M-6275 sayılı kararının iptali ile tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.. T.. vekili, YDİK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin dava konusu markasında davacının itirazı üzerine çıkartılan mallardan geriye kalanların aynı olmadığı gibi, benzer dahi olmadıklarını, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, dava konusu “C. E.” markasındaki unsurların müvekkili şirketin kurucusu ve büyük hisseli ortağının ad ve soyadından oluştuğunu, bu halin de 556 sayılı KHK’nın 12. maddesi ile sağlanan haklar kapsamında kaldığını, müvekkillinin “E.” ibareli markalarının tanınmış markalar olmasına rağmen, davacı markalarının tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu marka üzerinde “Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar, hayvan yemleri ve tıbbi amaçlı olmayan katkıları” malları açısından kazanılmış hakkı bulunduğu, davacı markasının un ve unlu mamüller sektöründe tanınmış olduğu ve yukarıda belirtilen mallar dışında, davalı markası kapsamında yer alan diğer tüm emtiaların 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi kapsamında hükümsüzlük koşullarının bulunduğu gerekçesiyle, hükümsüzlük talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2007/37910 no’lu “C. E.” markasının tescilli olduğu 29 ve 30. sınıfların tamamı ile 31. sınıfta “ormancılık ürünleri canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar ve döllenmiş yumurtalar dahil)” yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, YİDK iptal kararı yönünden ise, önceki karar onanmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.