YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2094
KARAR NO : 2015/3465
KARAR TARİHİ : 13.03.2015
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/11/2013 tarih ve 2013/273-2013/239 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin azınlık hissedarı olduklarını,şirketin 24.6.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yeni TTK ile uyumlu hale getirmek amacıyla ana sözleşmede çeşitli değişiklikler yapıldığını ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiğini, yapılan değişikliklerin görüşülmesi sırasında hukuka aykırı düzenlemeler olduğu gerekçesiyle müvekkilleri tarafından olumsuz oy kullanıldığı ve muhalefet şerhi konulduğu halde genel kurulun 2 no’lu kararı ile ana sözleşmenin TTK’ya aykırı olarak düzenlenmesine karar verildiği, şirket ana sözleşmesinin tadil edilmiş 7. maddesinin TTK’nın sözleşmesel bağlam kurallarını düzenleyen ilgili hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini zira, TTK’nın 493. maddesine göre şirketin nama yazılı payların devrini ancak esas sözleşmede öngörülmüş olan önemli bir sebep ileri sürerek reddedebileceğini, bu nedenle hisse devirlerini afaki olarak sonsuza dek engelleyen, yönetim kuruluna hiçbir gerekçe göstermeksizin payların devrine muvafakat etmeme yetkisi veren ana sözleşmenin 7. maddesinin TTK’ya açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, 24.06.2013 tarihli genel kurul toplantısının 2 no’lu kararının iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iptali istenilen maddenin ana sözleşmenin eski halinde de mevcut olduğunu, 6762 sayılı TTK’nın 418/2 maddesinin buna cevaz verdiğini, şirketin ana sözleşmesinin 01.07.2014 tarihine kadar yeni TTK hükümlerine uygun hale getirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin çıkardığı nama yazılı bir payın da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 6762 sayılı TTK ile 6102 sayılı TTK düzenlemesindeki en önemli farkın 6102 sayılı TTK’nın 493/7. maddesi ile esas sözleşmeyle devredebilirlik şartlarının ağırlaştırılamayacağının belirlenmiş olup, davalı şirket ana sözleşmesinin değiştirildiğini ve önceki ana sözleşme ile arasında herhangi bir fark bulunmadığını beyan etmiş ise de, ana sözleşmedeki değişikliğin 6102 sayılı TTK’nın 493/7 maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 24.06.2013 tarihli genel kurul kararının 2 no’lu maddesi uyarınca tadil edilen şirket ana sözleşmesinin 7 no’lu maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ve 6102 sayılı TTK’nın 421/3-c maddesi uyarınca sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyuyla alınmış bir karar, bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,40 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.