Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/2042 E. 2015/7849 K. 05.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2042
KARAR NO : 2015/7849
KARAR TARİHİ : 05.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2014
NUMARASI : 2013/236-2014/265

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/09/2014 tarih ve 2013/236-2014/265 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin F. M.+ŞEKİL ibare ve biçimli 29 ve 30. sınıf ürünleri içeren 30.04.1999/4967, F. K.S.Y.+ŞEKİL ibare ve biçimli 29 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 19.02.2008/8476, F. S.+ŞEKİL ibare ve biçimli 29 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 19.02.2008/8477 sayılı markaların sahibi olduğunu, davalının 20.01.2010 tarihinde kötüniyetli biçimde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkilinin markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca haksız rekabet yaratacak nitelikte 3, 29, 30 ve 32. sınıf ürünleri içeren içeren “F.” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2010/3350 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilanı üzerine kötü niyet, iltibas ve haksız rekabet vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi arzusunu içeren itirazlarının önce Markalar Dairesi ve son olarak da YİDK tarafından 2013/M-558 sayılı kararla reddedildiğini ifade ederek, hukuka aykırı kurum kararının iptaline markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, tescilli markayla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, görsel, işitsel ve anlamsal olarak “F.” sözcüğünü içeren başvuru konusu işaretin, davacının markası ile ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadığını, F.ibaresinin coğrafi yer ismi olduğunu, bu nedenle ayırt ediciliğinin yüksek olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarında “F.” ibaresinin baskın unsur olduğu, davalının markasındaki “LI” ekinin markasını davacının markasından ayırt etmeye yeterli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan “kahve kakao, kahve ve kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, dondurmalar yenilebilir buzlar, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” ürünlerinin, davacının markasının kapsamında yer alan 29 ve 30. sınıf ürünlerle aynı türden olduğu, ortalama düzeydeki alıcıların bu marka ve işaretin, farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, başvuru kapsamındaki diğer mal ve hizmetlerin davacının markasının kapsamındaki ürünlerle aynı türden sayılamayacağı, davacı markasının tanınmışlık vasfının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPE YİDK’nın 2013/M-558 sayılı kararının, 2010/3350 sayılı başvuru kapsamında yer alan “kahve, kakao, kahve ve kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, şekerlemeler,çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, dondurmalar, yenilebilir buzlar, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” ürünleri bakımından iptaline, sair yönlerden iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı ve davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı ve davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 05/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.