Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1972 E. 2015/7996 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1972
KARAR NO : 2015/7996
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2012/3-2013/62

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2013 gün ve 2012/3-2013/62 sayılı kararı onayan Daire’nin 26/09/2014 gün ve 2013/8721-2014/14745 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri İ.. E.., R.. E.. ve H.. E..’nin 2003 yılından beri davalı bankanın F. Şubesi ile çalışmakla olduklarını, şube ile çalışma sırasında bir takım boş formların banka tarafından müvekkillerine imzalatıldığını, sorulduğunda bunların banka prosedürü olduğu cevabı verildiğini, 2009 yılına gelindiğinde bu evrakın normal banka evrakı olmadığının anlaşıldığını, zira bu tarihte müvekkillerinin Kocamustafapaşa Vergi Dairesine davet edildiğini, D. Bank B. Şubesi’nde hesapları bulunduğu, bu hesaplardan elde edilen faiz gelirlerinin beyan edilmediği gerekçesiyle re’sen tarhiyat öncesi uzlaşmaya davet edildiklerini, bunun üzerine davalıya Bakırköy 1. Noterliği’nin 15/05/2009 tarihli ihtarnamesini keşide ettiklerini, ceza tahakkuku yapılması halinde bankaya rücu edileceğinin bildirildiğini, bankanın cevabi ihtarnamesi ile B. Şubesi’ndeki hesapların müvekkillerinin bilgisi dahilinde olduğu, faiz gelirlerinin mevzuat uyarınca kendiliğinden vergilendirilmesinin zorunlu olmadığının beyan edildiğini, müvekkillerinin gereksiz yere vergi cezası ödemek durumunda kaldıklarını ileri sürerek, İ.. E.. için 64.415,66 TL, R.. E.. için 57.148,80 TL, H.. E.. İçin 82.794,85 TL maddi tazminat ile, manevi zararlarının giderilmesi bakımından her biri için 10.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılar ile davalı arasında Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, her birine farklı hesaplar açıldığını, söz konusu hesap sahipleri tarafından hesabın açıldığı tarihten sonra bankanın Bahreyn Şubesi’ne hitaben düzenlenen hesap açma formu ile hesaplarının bağlı bulunduğu bankanın F.Şubesi’ne başvurduklarını, başvuruların Bahreyn Şubesi’ne iletildiğini ve bu şubede davacılar adına hesaplar açıldığını, hesaplar açıldıktan sonra F. Şubesi’ne verilen talimatlar ile Bahreyn Şubesi’ne havale yapılmasını talep ettiğini, yapılan tüm işlemlerin davacıların talebi ile gerçekleşmiş olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların mevduat hesaplarındaki miktarlar ve HMK’nın 201. maddesi nazara alındığında, beyaza atılan imzada imzalayanın hukuki sonuçlara katlanmak durumunda olduğu, Bankalar Kanunu’nun 14 ve 60. maddeleri irdelendiğinde de, davalı bankanın Bayrehn Şubesi’nin 14. madde kapsamında kurul izniyle faaliyette bulunduğu, davalı bankanın F. Şubesi aracılığı ile davacıların yurt dışı şubeye hesap açma, havale gönderme, hesap kapatma talimatları vermelerinde aracılık ettiği, esasen gönderilen tutarların da bu şubedeki davacı hesaplarında mevcut olduğu gözetildiğinde işlemlerde aykırılık tespit edilemediği, yasal düzenlemede, davacıların, davalı bankanın F. Şubesi tarafından 2006-2007 yıllarında kendilerinden habersiz olarak mevduatlarının yurt dışı bankaya gönderildiği iddialarının kanıtlanamadığı, davacıların B. Şubesi nezdinde işlemlerinin sabit olup, dosyaya sunulu belgeler ve özellikle Gelirler Kontrolörlüğü’nce banka kayıtlarına dayanılarak hazırlanmış 2006 ve 2007 yıllarında her üç davacının; İşlem tarihleri/İşlem Tutarları/Faiz Geliri tutarları tabloları gözönüne alındığında, ek raporda detaylı incelenen mevzuat hükümlerine aykırılığın söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 26.09.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
karar verildi.