Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1949 E. 2015/7999 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1949
KARAR NO : 2015/7999
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 42. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2012/109-2012/261

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/11/2012 gün ve 2012/109 – 2012/261 sayılı kararı bozan Daire’nin 24/10/2014 gün ve 2013/13235 – 2014/16461 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı şirkete ait anasözleşmenin 5. maddesinde 100 adet isme yazılı intifa senedi ihdas edilerek kuruluş sermayesindeki iştirak payları oranında kuruculara verildiğini, bu kapsamda 1 adet kurucu intifa senedi sahibi olduğunu, anasözleşmenin 55. maddesine göre ayrılması gereken yedek akçe vd. kalemlerden sonra bakiye net karın %5’inin kurucu hisselerine verilmesi gerektiğini, ancak davalının 1992 yılından beri kurucu pay senedine ait her sene vermekte olduğu kâr payı miktarını kısıtlayarak verdiğini, oysaki anasözleşmede sermaye artırımı halinde kurucu intifa senetlerine verilecek kâr payı miktarının kısıtlanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, 26.03.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında 5 nolu gündem maddesi ile sermayedeki payların 1 kuruş itibari değerli olarak kabul edildiğini, bu kararın 5083 sayılı T.C. Devletinin Para Birimi Hakkındaki Kanun ile paradan 6 sıfır silinmesi ve Borsada işlem gören hisse senetlerinin nominal değerinin 1 TL olması karşısında usulsüz olduğunu, kurucu intifa senedine verilecek kâr payında kısıntı yapılmasına dair alınan kararın da yasa ve anasözleşme hükümleri karşısında geçersiz olduğunu, kuruculara ödenecek kâr payının müktesep hak olduğunu, banka pay sahipleri genel kurulunun kurucuların rıza ve muvafakati olmadan kurucular aleyhine anasözleşmede değişiklik yapamayacağını, alınan kararlara muhalif kaldığını ileri sürerek, kurucu intifa senedine verilecek kâr payında kısıntı yapılmasına dair alınan kararın geçersiz olduğuna, banka anasözleşmesinin 5. maddesinde yapılan değişiklikte pay değerinin (bir kuruş) olarak kabulüne dair alınan kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sermaye artırımlarında kurucu kâr payına arttırılan sermaye miktarı bakımından sınırlama getirilebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 6762 sayılı TTK’nın 403. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 503 maddesinde ” … intifa senedi sahiplerine azalık hakları verilemeyeceği ancak safi kazanca ve tasfiye neticesine iştirak yahut yeni çıkarılacak hisse senetlerini alma hakları tanınabileceği”nin düzenlendiği, davacı işbu genel kurul kararının iptali davasını kurucu pay senedine dayalı olarak açtığından anonim şirket ortağı tarafından açılmış bir genel kurul kararının iptali davası bulunmadığı, davacının ortaklık sıfatı bulunmadığından bu sıfatla katılmadığı bir genel kurul kararının iptalini isteyemeyeceği, davacının 6102 sayılı TTK’nın 503. ve 6762 sayılı TTK’nın 403. maddesinden kaynaklanan kar payının tahsilini genel kurul kararının iptalini istemeden kuruluşta var olan sözleşme koşullarına göre talep etme hakkının her zaman mevcut olduğu, davacı açısından bağlayıcı olmayan genel kurul kararı, davalı şirket yönünden sadece bir irade açıklaması mahiyetinde olduğundan açılacak alacak davasında genel kurul kararının yerindeliğinin tartışılabileceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 24.10.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.