Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1923 E. 2015/8312 K. 16.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1923
KARAR NO : 2015/8312
KARAR TARİHİ : 16.06.2015

MAHKEMESİ : İZMİR (KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2013
NUMARASI : 2012/167-2013/136

Taraflar arasında görülen davada İzmir (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/04/2013 gün ve 2012/167-2013/136 sayılı kararı bozan Daire’nin 06/11/2014 gün ve 2013/15896-2014/16961 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen dava dilekçelerinde müvekkili şirketin E. Serbest Bölgesi’nde demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, Çin’de bulunan firmadan bedelini ödeyerek akreditif yoluyla mal aldığını, bu malların konteynerler ile İ. Limanı’na ulaştığını ve İzmir Gümrük Müdürlüğü’ne özet beyan verildiğini, Gümrük Yönetmeliği’nin 126. maddesi gereğince taşıma senedinin alıcı nüshası ile birlikte Gümrük Müdürlüğü’ne verildiğini, Gümrük Müdürlüğü emtianın müvekkil adına tescil edildiğini, yüklenmek için kolcuya tevdi edildiğini, gümrük işlemleri tamamlanan emtiaların Gümrük Yönetmeliği’nin 89 ve 132. maddeleri gereğince davalının işlettiği gümrük geçici depolama alanından serbest bölgeye aktarılmak üzere yükleme ve teslime tevdi edildiğini, liman işletmesince yüklemeye izin verilmediğini ve eşyaların kendisine teslim edilmediğini, liman idaresine gönderilen ihtara rağmen gemi adının konşimento ile uyuşmadığını, özet beyan verilmediğini, eşyanın tesliminin mümkün olmayacağını belirttiğini, eşyanın hangi gemi ile geldiğinin belirlenmesi ile eşyanın tesliminin mümkün olabileceğini, malların taşınma sırasında farklı gemilere aktarıldığını, liman işletmesinin talebinde yer aldığı üzere eşyanın özet beyan ve alt özet beyanla taşıt aracının ve gümrüğe sunulan eşyanın taşıyıcı veya temsilcisi tarafından yapılacak beyanla düzeltilebileceğini, eşya sahibinin böyle bir yükümlülüğü olmadığını, müvekkilinin serbest bölge işlem formunu verdiğini ve onaylandığını, eşyanın teslim edilmesi gerektiğini, buna rağmen liman işletmesinin bu eşyayı teslim etmediğini, davalı liman işletmesinin ardiyecilik hizmeti yapan ticari kuruluş olması nedeni ile bu eşyayı teslim etmekte mükellef olduğunu, BK’nın 41. maddesi anlamında haksız bir fiilinin olduğunu belirterek eşyaların kendisine teslimini, teslim mümkün olmazsa mal bedeli,kar mahrumiyeti ve manevi tazminatın davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı TCCD Liman İşletmesi vekili asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, AB uyum süreci ile gümrük idarelerinin sadece “gümrükleme” işlemleri ile görevlendirildiği, antrepo hizmetlerinin liman idareleri veya özel kişilere bırakıldığı, 2000 yılında yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile gümrük idaresinin ordino veya teslim talimatı isteme zorunluluğu kaldırıldığı, gümrük idaresinin artık antrepo hizmeti vermemesi nedeni ile ordino talep etmediği, gümrük idaresinin sadece malın gümrükle ilgili pozisyonunu, tarifesini, ithalinin serbest olup olmadığını ve gümrük vergisini ödenip-ödenmediğini araştırdığı, diğer hususların yetki alanı dışında olduğu, malların alıcıya teslim edilip edilmemesi hususunun gümrük idaresinin yetkisinin dışında kaldığı, malların taşıyıcı tarafından teslim alınmasından boşaltma limanın da gönderilene teslim edilmesine kadar malın zilyetliğinin taşıyana ait olması nedeniyle, malların gemiden tahliyesinden sonra alıcısına teslim edilene kadar gümrüklü sahadan çıkmasından önce herhangi bir hasarın oluşması halinde, bu zarardan taşıyanın sorumlu olacağı, bu nedenle gemiden tahliye edilen ancak henüz gönderilene teslim edilmemiş mallar üzerinde tasarruf hakkının taşıyanda bulunması nedeni ile gönderilenin bu konşimentoyu doğrudan liman idaresine ibraz ederek malın teslimini isteyemeyeceği, limanın buradaki hukuki durumunun taşıyanın ifa yardımcısı olduğu, bu nedenle taşıyanın iradesi olmaksızın tek taraflı teslim yapılamayacağı, davacının yükün teslimini esas alan taleplerinde muhatapın ancak taşıyan olabileceği, taşıyanın talimatı olmadan liman idaresinin yükü teslim edemeyeceği, davacının söz konusu talepleri hak sahibi olduğunu ispat ederek taşıyana karşı ileri sürmesi gerekirken onun ifa yardımcısı konumundaki liman idaresine dava açamayacağı, dava konusu talep hakları bakımından liman idaresi pasif taraf sıfatı bulunmadığı, taşıyanın onayı olmadan, taşıyanın menfaatini koruma yükümlülüğü bulunan ve teslim emri olmaksızın teslimatı gerçekleştiremeyecek olan liman idaresinin sorumluluğunun söz konusu olamayacağı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen karar asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 06.11.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 16/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.