Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1826 E. 2015/7547 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1826
KARAR NO : 2015/7547
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2014/41-2014/201

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.10.2014 tarih ve 2014/41-2014/201 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin grup şirketleri olup, “R.” ambalaj kompozisyonlarının ilk kez müvekkilleri tarafından tasarlandığını ve birçok ülkede marka tescillerine konu edildiğini, anılan ambalaj kompozisyonlarının TPE nezdinde de müvekkili S.. S.. adına tescilli olduğunu, davalının “H.” markalı ürün ambalajlarının kutu şekli, renk kombinasyonu ve unsurların yerleştirilişi itibariyle müvekkilinin tescilli markaları ile iltibas derecesinde benzer olduğundan davalı ürünlerinin tüketiciler tarafından müvekkilinin yeni bir ürünü olarak algılanacağını, davalının müvekkilinin itibarından yararlanma kastıyla kötüniyetle hareket ettiğini ve eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının “H.” markalı çoklu ürün ambalajlarının müvekkili S.. S.. aleyhinde yarattığı marka tecavüzü ve müvekkili F. A.Ş. aleyhinde yarattığı haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ile hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın tasarım olarak tescil ettirdiği şekillerin 1995 yılından itibaren piyasaya sunulmasına rağmen 1999 yılına kadar tescil edilmemiş olmasından dolayı ürünler harcıalem olup, 554 sayılı KHK’nın 8. maddesinde yer alan sürenin kaçırılması nedeniyle davacı tarafça marka tescili yoluna gidilmesinin kanuna karşı hile olduğunu, dava konusu şekillerin tüketici tarafından marka olarak değil ürün şekli olarak algılanabileceğinden markasal korumadan yararlanamayacağını, şekil markalarının ayırt ediciliğinin bulunmadığını, müvekkili ürün ambalajlarının davacı markalarına tecavüzünün söz konusu olmayıp, kullandığı kutu ve ambalajlarında kendi markası, adresi ve iletişim bilgilerinin yer aldığını, davacı tarafa ait olduğu iddia edilen kutu ve ambalajlar harcıalem olduğundan haksız rekabetten de söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın şekil markasına benzer şekilde davalının kendi markasının yanında kullanımda bulunduğu, davalının kullanımında “H.” markasının ürün ambalajında vurgulayıcı şekilde yazılı olmadığı, davacı tarafa ait tescilli görsel ögeleri bulunan markanın benzer şekilde ambalaj kullanımında bulunduğu, söz konusu bu kullanımın şekil markası dikkate alındığında aynı işletmeye ait benzer nitelikte iltibas yaratan markasal bir kullanım olduğu, davalı kullanımında davacı şekil markasından ayırt edicilik sağlayacak ve benzerlikten kaçınacak ögelere yer verilmediği, bu şekilde kullanımın marka hakkına tecavüz, ayrıca başkasına ait işaretin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılmasının da haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı tarafın tescilli “R.” şekil markasına yönelik davalının r. k. ambalajlı, special sarı ambalajlı, c. mavi ambalajlı, p. yeşil ambalajlı kullanımının, ürünün tasarımının ve kompozisyonunun davacı taraf markasına yönelik haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz olduğunun tespiti ile men’ine, davalının anılan ambalaj ve şekillerdeki “H.” markalı ürünlerinde kullandığı marka hariç kompozisyon ve tasarımların tanıtımının yapılmasının, ürünlerin piyasaya sürülmesinin, ithalinin, ihracının engellenmesine, ürünlerin niteliği itibariyle ele geçenlerin imhasına, aynı nitelikli ürünlerin satışının ve tanıtımının yapılmasının engellenmesi ile hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkeme kararındaki imhaya ilişkin hüküm fıkrasının ambalaja yönelik imha kararı olarak anlaşılacağının tabi bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davalıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.