Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1766 E. 2015/8480 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1766
KARAR NO : 2015/8480
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ : YOZGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/512-2014/216

Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.03.2014 gün ve 2013/512-2014/216 sayılı kararı bozan Daire’nin 01.12.2014 gün ve 2014/14613-2014/18670 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, davalı D.. U..’ın da ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 8.855 DM karşılığı 8.154 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 01.12.2014 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Bu kez davalılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 57,60 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenler davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 18.06.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda rapor düzenlenmesi için dosya Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi, Mali Müşavir ve Sermaye Piyasası Kurulu Bağımsız Denetçisinden oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu ibraz ettiği raporunda, davacının hisse senetlerini devren pay senedi almak surtiyle iktisap ettiği, payların Takasbank kayıtlarında yer aldığı, bu tespit ve değerlendirmelere göre davacının davalı şirkete ortak olduğu, 6762 sayılı TTK’nın 405/2. maddesine göre şirkete sermaye olarak koyduğu nakti geri isteyemeyeceği, aynı Yasanın 329. maddesine göre de şirketin kendi hisse senetlerini geri almasının sınırlı hallerde mümkün olabilmesi nedeniyle, davacının bu yöndeki taleplerinin de yerinde görülemeyeceğini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirket yönünden davanın ispat olunamadığından, davalı D.. U.. yönünden ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına, uyulan bozma kararı gereğince alınan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, Dairemizin aksi yönde oluşan sayın çoğunluğunun kararına katılmıyorum. 18.06.2015