YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1718
KARAR NO : 2015/8259
KARAR TARİHİ : 15.06.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2013/567-2014/360
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/10/2014 tarih ve 2013/567-2014/360 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline alacağını temlik eden C.E. H. M. ile davalı T.. Y.. arasında düzenlenen protokole göre davalı limited şirketin %50 hissesinin C.E. H. M. tarafından davalı T.. Y..’a devrinin öngörüldüğünü, buna ilişkin olarak devir bedelinin 300.000 DM olarak belirlendiğini, ödeme amacıyla aynı tutarda çek keşide edildiğini, ayrıca sözleşmenin 3. maddesi uyarınca, davalı şirketin karşılıksız olarak 500.000 DM tutarında fason üretimi bedelsiz olarak C.E. H. M. veya onun belirleyeceği kişi veya kuruluşlara yapacağını, müvekkiline yapılan temlike konu miktarın 200.000 DM ile sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen fason işçiliğe ilişkin olarak 286.000 DM tutarındaki kısımdan oluştuğunu, devir bedeli olarak öngörülen ve 200.000 DM tutarındaki dört adet çekin davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek, toplam 486.000 DM’nin şimdilik 6.000 TL’lik kısmının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında vermiş olduğu ıslah dilekçesiyle talebini 119.960,23 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacı tarafın dava dilekçesiyle talep ettiği miktar göz önüne alındığında protokolde belirlenen 300.000 DM tutarındaki hisse devir bedelinin 100.000 DM’lik kısmını ve 500.000 DM olarak belirlenen fason işçilik kısmının 214.000 DM’lik bölümünün ödendiğini kabul ettiğini, davacının iddialarına karşılık müvekkillerinin davacıdan alacaklı olduğunu, zira müvekkili şirket tarafından yurt dışına ihraç edilen 214.000 DM tutarındaki mal bedelinin ihbar olunan C. Ed. H. M.tarafından tahsil edildiği oysaki bu miktarın şirket hisse devir bedeli olan kısımdan düşülmesinin gerektiğini ayrıca davaya konu çek bedellerinin de 15.000 DM tutarındaki kısmının ihbar olunana ödendiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen protokolün 8. maddesi gereğince tarafların edimleri yerine getirmelerinin ardından C. E. H. M.in 68.000 DM tutarındaki şirkete olan borcunu ödemesinin kararlaştırıldığını ancak bu miktarın da ödenmediğini ileri sürerek, davacının davasının reddine ve 6.000 TL’nın davacı karşı davalı G.. G.. ile C. E. H. M.den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava ihbar olunan C. E. H. M.vekili, davacı ile aralarındaki temlik sözleşmesi içeriğini doğrulamış ve davalı karşı davacılardan protokol hükümlerine göre alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ihracaat bedelinin davacının temlik edeni C. E. H. M.’in 214.000 DEM’lik tutarındaki alacağına sayıldığı hususunda herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığı, vesaik mukabili ödeme şeklinde dönülmesi ihracaat bedelinin fason dikim anlaşmasına karşılık yapıldığının kabulünü gerektirmediği, bu aşamadan sonra davacı C. E. H. M.’in ihracaat bedellerine karşılık olarak elinde tuttuğu çekleri davalı firmaya iade etmediği, davacının temlik edeni C.E.H. M.ile davalı şirket arasında yapılan protokolün 3. maddesinde yazılı 500.000 DM tutarındaki fason dikim borcunun yerine getirilebilmesi için öncelikle temlik edenin yada temlik alanın fason dikim için malzeme göndermesi gerektiği, fason dikimde malzeme tamamen fason dikim isteyene ait olduğu, davacı taraf bu hususu ispat edemediğine göre ve davacının bu borcu ancak fason giyim malzemesi gönderdiği takdirde yerine getirebilecek durumda olduğuna göre buna ilişkin alacağın muaccel olmadığı, temlik eden ile temlik alan arasında düzenlenen 03.06.1999 tarihli protokole göre; Protokol karşılıklı edimler içerdiği, nitekim sözleşmenin 8 ve 9. maddelerinde temlik edinin de ödeyeceği DM cinsinden borçları bulunduğu, her ne kadar sözleşmenin 8. maddesindeki 68.000 DM borcun sözleşme tamamen yerine getirildiğinde ödeneceği öngörülmüş ise de temlik edenin protokol tarihinden dava tarihine kadar olan 5 yıllık sürede fason üretim için malzeme göndermediği anlaşıldığına göre kendisinden kaynaklanan bu kusur nedeniyle davalıdan malzeme gönderilmesinin daha fazla beklemesi beklenemeyeceği, o halde davacının temlik edeninin kendi edimini yerine getirmediği davalı taraftan da edimini yerine getirilmesinin beklenemeyeceğinin kabulü gerektiği, çek bedellerinin hisse devri ile ilgili olduğunun açık olduğu, çek bedellerinin hisse bedelinden daha yüksek olması tek başına çeklerin fason dikime ilişkin olduğunun kabulünü gerektirmeyeceği, hayatın olağan akışına göre karşılıklı edimler içeren bir sözleşmede edimini yerine getirmeyen kişiye bir ödeme vasıtası olan çek verilmeyeceği, davacı tarafın hayatın olağan akışına aykırı olan bu iddiasını ispat etmesi gerektiği gerekçeleriyle asıl davanın reddine, karşı davanın davacı G.. G.. aleyhine açılmış bölümünün davacının temlik alacaklısı olması nedeniyle borçlarını devir almadığından bu nedenle de borçtan sorumlu tutulmayacağından reddine, karşı davanın davacı aleyhine açılması gerekirken dava dışı C.E. H. M. nedeniyle bu davalı aleyhine ayrı alacak dava hakkı saklı kalmak kaydı ile bu davada aleyhine açılmış davanın sıfat yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacıya temlik edilen limited şirket hisse devir bedeli ile devir sözleşmesinin 3. maddesinde kararlaştırılan ve temlik konusu olan fason işçilik yükümlülüğüne uyulmamasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Önceki bozma ilamında da belirlendiği şekliyle, davaya konu uyuşmazlık, davalı şirket kayıtlarında 219.551 DM tutarında olduğu görülen, ancak davalılarca 214.000 DM tutarında olduğu bildirilen ihracat bedelinin, taraflar arasında düzenlenen protokolde belirlenen hisse bedeli olarak mı yoksa fason işçilik bedeli olarak mı ödendiği noktasında toplanmaktadır.
Daha açık bir ifade ile taraflar arasında, 214.000 DM’nin davalı şirket tarafından davacının temlik edenine ödendiği noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu ödemenin davacı tarafça fason üretim borcu kapsamında yapıldığının iddia edilmesinden ve davalı tarafça da bu ödemenin hisse devri borcu kapsamında yapıldığının savunulmasından kaynaklanmaktadır. Bunun önemi sözleşmenin maddelerinin incelenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Sözleşme hükümlerine göre, alacağını temlik eden C.E. H. M.’in davalı T.. Y.. ile yaptığı hisse devir protokolü başlıklı belgede, hisse devri karşılığında iki edimin davacının temlik edenine yapılması kararlaştırılmıştır. Davalılar, davacının temlik edeninin yaptığı hisse devrinin karşılığında, davacının temlik edenine 300.000 DM verecek ve temlik edene veya temlik edenin belirlediği bir kişi lehine 500.000 DM tutarında fason işçiliği 2001 yılı sonuna kadar bedelsiz yapacaktır. Bu durumda davacının temlik edeninin aldığı bu miktarın fason üretim borcu kapsamında kaldığı belirlenirse davacının iddiası kısmen haklı olacak, ancak ödenen bu bedelin hisse devri borcu kapsamında yapıldığı belirlenirse de davacının hisse devir bedeli olarak bir alacağının kalmadığı sonucuna ulaşılacaktır. Zira 500.000 DM’lik bedelsiz fason işçilik ancak 2001 yılı sonuna kadar talep edilebilecektir.
Mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından 219.551 DM tutarında yapılan fason üretim sonucu yapılan satımın vesaik mukabili olarak yapıldığı, ancak davalı şirket yetkilisi tarafından taşıyıcı firmaya verilen talimat üzerine bundan vazgeçildiği, bunun sonucunda satıma konu malın alıcıya teslim edilmesine karşın davalı şirket kayıtlarında söz konusu satım sonucunda yapılmış olan tahsilat bilgisine rastlanmadığı gibi alıcı firma adına borç kaydı düşülüp, şüpheli alacak olarak yazıldığı, bu kaydın C. E.H.M. adına düşülmemesi ve satımın vesaik mukabili yapılmasından vazgeçilip alacağın tahsil edilememesinin söz konusu satımın protokolde belirtilen fason işçilik yükümlülüğü kapsamında yapıldığını gösterdiği yönünde görüş bildirilmiş, daha sonra aralarında gümrük uzmanı bilirkişinin de bulunduğu ikinci heyetten alınan raporda ise gümrük çıkış beyannamesi ve gümrük mevzuatı kapsamı itibari ile söz konusu satımın fason işçilik ve fason dikim ücreti kapsamında yapılmış sayılamayacağı kanaati bildirilmiştir. Mahkemece, içeriklerine değinilen her iki rapordan da yararlanılarak davanın reddi sonucuna gidilmişse de, bu karar Dairemizce bozulmuş ve bozma gerekçesinde, hisse devir bedeli amacıyla davalı şirket tarafından keşide edildiği bildirilen, dosya içinde örnekleri bulunan, 4 adet, toplam 200.000 DM bedelli çeklerin ne sebeple halen davacının elinde bulunduğu hususu tartışılmadığı gibi davalı şirketin satımda kendisine mal bedelini tahsil imkanı sağlayan vesaik mukabili satımdan ne sebeple vazgeçip alacağını tahsil imkanını kaybettiği ve söz konusu satım sözleşmesi bedelinin şirket hisse bedellerinden ne sebeple yüksek olduğu hususları ayrıntılı şekilde değerlendirilmediği hususlarına yer verilmiş ve sonucunda da davalı şirket tarafından yapılan dış satımın, fason dikiş yükümlülüğü kapsamında gerçekleştirilmiş olabileceği göz önüne alınarak, gerekirse konusunda uzman akademisyenlerden kurulu bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak kanaate göre sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ancak, mahkemece bu bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamının gereği yeterince yerine getirilmemiştir. Zira bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından yapılan yurt dışı satımın bedelinin neden tahsil edilmeyip de davacının temlik edenine verildiği, böyle olduğu taraflarca kabul edilmesine rağmen neden halen davalı defterindeki kaydın yabancı şirkete yönelik olduğu, bu fason üretim sonucu yapılan satışın davacının temlik edenine veya onun belirlediği bir kişiye yönelik yapılıp yapılmadığı, fason üretimin kimin lehine yapıldığı, yapılan fason üretim bedelinin temlik edene yapılmasının temlik eden yararına yapılmış bir fason üretim olacağı yönünde güçlü bir karine teşkil edip etmediği, davacının 200.000 DM tutarındaki 4 çeki neden hala elinde bulundurduğu hususları tam olarak açıklığa kavuşturulmamış ve tartışılmamıştır. Bu itibarla bozmadan sonra alınan bilirkişi raporu da hüküm kurmaya ve izlemeye elverişli değildir.
Bu itibarla, mahkemece konusunda uzman akademisyenlerden oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan, öncelikle tarafların kabulünde olan ve fason üretime ilişkin olduğu anlaşılan davalı şirket tarafından yapılan dış satımın, hisse devir protokolünde belirlendiği şekliyle davacının temlik edenine veya onun belirlediği bir kişi lehine yapılıp yapılmadığı hususunun açıkça ortaya konulmasının sağlanması, ayrıca bu satım sonucu belirlenen alacağın davalı defterinde neden hala dava dışı yabancı şirketten alacak olarak göründüğünün belirlenmesi, bu fason üretim bedelinin davacının temlik edeni tarafından alınmasının temlik eden yararına yapılmış bir fason üretim olduğu yönünde bir karine teşkil edip etmeyeceği, ayrıca 200.000 DM tutarındaki çeklerin hala neden davacı tarafın elinde bulunduğu yönlerinde, hüküm kurmaya ve izlemeye uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bir rapor alınması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.