Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1682 E. 2015/7289 K. 29.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1682
KARAR NO : 2015/7289
KARAR TARİHİ : 29.05.2015

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/11/2014 tarih ve 2013/314-2014/210 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin…nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markalarının bulunduğunu, aynı alanda faaliyet gösteren davalının “…” ibaresini ticaret ünvanı olarak tescil ettirdiğini, ticari faaliyetlerinde iltibasa yol açacak şekilde ve web adresinde, basılı evraklarında, reklam vasıtalarında markasal olarak kullandığını ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, bu ibareyi taşıyan ürünlerin ve malların imhasına, ticaret unvanının terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 35. sınıfta tescilli “…” ibareli markasının bulunduğunu, markalar arasında iltibas ve benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 35. sınıfta tescilli ve sektörel tanınmış “…” ortak ibareli markaları dikkate alınarak, her ne kadar davalının 35. sınıfta tescilli “…” ibareli markası bulunsa da, bu markanın tesciline uygun kullanılmadığı, davalının “…” ibaresini “Mar” bileşkesinden ayırarak büyük puntolarla ön plana çıkararak ve baş tarafa davacının kullanım tarzında olduğu gibi “gülen yüz” sembolü ekleyerek kullandığı, davacıyla aynı hizmetler için ve aynı tüketici kitlesine hitap eden davalı kullanım tarzının davacı markaları ile iltibas tehlikesi oluşturduğu, davacı adına uzun süredir tescilli ve kullanılmakta olan “…” esas unsurlu markaların aynı alanda faaliyet gösteren davalı tarafça ticaret unvanında ayırt edici kriter olarak kullanılmasının haksız rekabet oluşturduğu, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, 15/07/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda görsel içerikli olarak belirtilen “…” ibaresinin tabela, basılı evrak, internet dahil, reklam ve tanıtım vasıtalarında kullanılmasının engellenmesine, silinmesine, mümkün değilse imhasına, davalının ticaret unvanındaki “…” ibaresinin ticaret sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, 556 sayılı KHK’nın 9 ve 61. maddelerine dayalı olarak tescilli marka hakkına dayalı ticaret unvanının terkini talep edilemez. Mahkemece, davacının tescilli markasının asli unsuru olan “…” ibaresinin davalının ticaret unvanında kılavuz sözcük olarak tescil ettirilmesi haksız rekabet olarak nitelendirilmişse de, 6102 sayılı TTK’nın 55/4 maddesi uyarınca haksız rekabetten söz edilebilmesi için başkasının haklı olarak kullandığı bir tanıtma işaretinin rakipleri tarafından da karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanıldığının belirlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalının “…” ibaresini ticaret unvanının kılavuz sözcüğü olarak kullanmasının karıştırılmaya yol açacağı hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde haksız rekabetin varlığı ile unvandan terkinine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu bakımdan davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine: (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.