Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1678 E. 2015/8484 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1678
KARAR NO : 2015/8484
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2012
NUMARASI : 2007/218-2012/331

Taraflar arasında görülen davada Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/06/2012 gün ve 2007/218 – 2012/331 sayılı kararı onayan Daire’nin 13/01/2014 gün ve 2013/17841 – 2014/564 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, davalılardan Y.. K..’ın müvekkilinin imzası olan çekleri ödünç aldığını, bunun karşılığında çekleri kullandığı taktirde çek bedellerini 15 gün içinde ödeyeceğini beyan eden 14.02.2007 tarihli yazı verdiğini, ancak daha sonra bu çeklerin üzerine davalı Y.. K..’ın kardeşi olan Y.. K.. tarafından 20.03.2007 tarihi ile 56,000 TL yazılarak, önce L. İnşaat Ltd. Şti. adına düzenlendiğini, ondan sonra da beyaz ciro ile Y.. K.. tarafından ciro edilerek M. A. ve M. E.’na geçtiğini, çeklerin 01.03.2007 tarihinde karşılığı yoktur kaşesi vurularak takibe konulduğunu, yine diğer çekin de Y.. K.. tarafından L. İnşaat Ltd. Şti. ismine 20.03.2007 tarih ve 40.000 TL bedel ile düzenlendiğini, Y.. K.., H. H. Y. ve M. A. cirosu ile 01.03.2007 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, karşılığı yoktur kaşesi ile takibe konulduğunu, yapılan takiplerin haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek 96,000 TL çek bedelinin 01.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000 TL icra takip giderleri ile haksızlık nedeniyle uğradıkları üzüntü nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın 01.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.01.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, ödünç olarak alındığı ileri sürülen çeklerin icra takibine konu edilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, gider avansının verilen süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesine göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” Anılan Kanunun 114. maddesinin “g” bendinde, gider avansının dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. Dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmiştir. Kanun’un 448. maddesinde ise, kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesi gereğince hazırlanan gider avansı tarifesi ile buna ilişkin tebliğ, 30 Eylül 2011 tarih ve 28070 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır. 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Tarifenin 3. maddesinde, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinde, taraf sayısı, tanık sayısı, başvurulan deliller (keşif gideri, bilirkişi ücreti vs.) gözetilerek belirlenen tahmini yargılama giderinin, gider avansı olarak önceden yatırılması amaçlanmıştır. Tarifenin 6. maddesinde de, tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirileceği belirtilmiştir.
Kanun’un 120/2 ve 448. maddeleri ile tarifenin 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğünden önce açılan davalarda da gerektiğinde, dava şartı olan gider avansının ödenmesinin istenilebileceği, gider avansının kesin sürede ödenmemesi durumunda ise, Kanun’un 115. maddesi gereğince, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği anlaşılmaktadır.
Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesinde ise “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır…” düzenlenmesi bulunmaktadır. Bu durumda, HMK’nın 120. maddesi ile 324. maddesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinde, “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. (2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. (4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (5) Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan maddede gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK’nın 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir. (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekes, Muhammet, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası s. 880 )
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılmış olup gider avansının yatırılmasına ilişkin ara kararının verildiği tarih itibariyle yargılama tahkikat aşamasında bulunmaktadır. O halde, 1086 sayılı Kanun döneminde açılan ve tahkikat aşamasında bulunan işbu davada, taraf teşkili de sağlanmış olmasına rağmen davetiye gideri ve diğer işlemler adı altında yatırılmasına karar verilen paranın, delil avansı niteliğinde olduğu kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2013/17841 E., 2014/564 K. sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 13.01.2014 tarih, 2013/17841 E., 2014/564 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyenlere iadesine 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.