Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1674 E. 2015/6301 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1674
KARAR NO : 2015/6301
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

MAHKEMESİ : GELİBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2014
NUMARASI : 2014/206-2014/820

Taraflar arasında görülen davada Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 13/11/2014 tarih ve 2014/206-2014/820 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların, şirket müdürü olarak görev yaptıkları dönem içinde; 17/04/1999 ile 26/09/1999 tarihleri arasında, altı kez her defasında 9.500 YTL, olmak üzere toplam 57.000 YTL’nin “un fabrikası tesisi avansı” adı altında, davacı şirket kasasından para aktarması yapıldığını, niçin para aktarıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığını, davacı şirket hesabından aktarılan bu paranın şirket mal varlığının azalmasına, şirketi fiilen ve hukuken yönetim yetkisine sahip davalıların mal varlığının artmasına neden olduğunu, yukarıda belirtilen tarihlerde her üç davalının da imzaya yetkili müdür sıfatına haiz olduğunu, davacı şirket için harcanmayan bu paradan davalıların, müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenlerle; davanın kabulü ile fazlaya ait haklar saklı kalmak üzere 57.000 YTL’nin davacı şirket kasasından çıkış tarihlerinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar M. R.. Ç.. ve G.. Ç.. vekili, müvekkillerinin 17/04/1999 ile 26/09/1999 tarihleri arasında şirketten avans çektiklerini, dolayısıyla davanın 5 yıllık zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı B.. Y.. vekili Av. E.. D.., öncelikle olayda zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin göz önüne alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davalıların kullandıkları paranın haksız alınan kar payı olarak nitelendirilmesi halinde 6102 sayılı TTK 611. Maddesi gereğince 5 yıllık, kar payı olarak değil de şirkete karşı verilen bir zarar olarak nitelendirildiğinde TTK 553. maddesi gereğince zararın ve sorumluluğun öğrendiği tarihten itibaren 2 ve her halde zararı doğuran fiilden itibaren 5 yıllık, emniyeti suistimal suçu olarak nitelendirildiğinde ise 7,5 yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna ilişkin olması nedeniyle mahkemenin kar payı nitelendirmesine ilişkin gerekçesi doğru değil ise de, hukuka uygun diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.