Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1673 E. 2015/8257 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1673
KARAR NO : 2015/8257
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2014
NUMARASI : 2012/64-2014/180

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.10.2014 tarih ve 2012/64-2014/180 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002/29538 no ile TPE nezdinde tescilli “G.K. markasını Türkiye çapında kullandığını, yaklaşık 40 firma ile franchise sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketin franchise sözleşmelerini imzaladıktan sonra 2011/ocak ayından itibaren sözleşme uyarınca yerine getirmekle yükümlü bulunduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırı ürün kullandığını, sözleşme maddelerine uygun şekilde aylık satış raporlarını vermediğini ve aylık ödemeleri yapmadığını, sözleşme şartlarına aykırı personel kullandığını, cari borçlarının bulunduğunu, ürün kalite ve standartlarını bozduğunu, bu nedenle müvekkili ile davalı arasında yapılan franchise sözleşmesinin haklı nedenle fesih edildiğini, fesih sonrasını düzenleyen şartlara rağmen müvekkili adına tescilli markayı davalının kullanmaya ve haksız kazanç sağlamaya devam ettiğini ileri sürerek davalının müvekkili haklarına tecavüzünün durdurulmasını, uğranılan zararlardan dolayı reklam payı alacağı, maddi, manevi tazminat ve cezai şartın davalıdan tahsilini, hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak ilan edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının farklı uygulamalar yaparak müvekkiline daha kalitesiz ürünler sattığını, ürünleri pahalı fiyattan temin ettiğini, davacının haksız olduğunu, cezai şart koşullarının oluşmadığını, bu sözleşmenin müvekkilinin ekonomik özgürlüğünü ortadan kaldıran veya kalkmaya yakın sınırlamalar getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça, davacı ile yapılan sözleşmeye aykırı olarak işyerinde sözleşmeye aykırı markalı ürün bulundurulduğu, ürünlerin kalitesiz olduğu ve sözleşmeye aykırı servis edildiği, cari borcun ve sözleşmeye göre belirlenen borçların ödenmediği, bu durumların yapılan ihtara rağmen düzeltilmemesi nedeniyle yapılan feshin haklı olduğu, taraflar arasındaki franchise sözleşmesi uyarınca davacı tarafın bildirmekle yükümlü olduğu aylık ciro işletme giderlerini bildirmediği, bunun aylık vergi öncesi ciro üzerinden %5 isim hakkı ve %2 reklam katkı bedeli toplamı olarak 30.000 TL olduğu, 16.201,35 TL cari hesap alacağının mevcut bulunduğu, franchise bedeli cezası 42.893,12 TL bulunmuş ise de bunun karşılığı olduğu edime göre çok fahiş bulunduğu, bu nedenle BK’nın 182/son maddesi gereğince takdiri indirim yapılması gerektiği, aynı şekilde sözleşmenin 6.14. maddesi gereğince hesaplanan cezai şartın da fahiş bulunduğundan takdiren indirilmesi gerektiği gerekçeleri ile %5 isim bedeli ve %2 reklam bedeline ilişkin talep karşılığı 30.000 TL, cari hesap karşılığı 16.201,35 TL, sözleşmenin 5.3.2 ve 5.5 hükümleri gereğince rapor edilmemiş franchise bedeli cezası olarak takdiren 15.000 TL, sözleşmenin 6.14. maddesi gereğince hesaplanan cezai şart olarak takdiren 25.000 TL, fesihten sonra markayı kullanmaya devam etmesi nedeniyle takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi menfaat sağlanmadığından fesih sonrası talep edilen tazminata ilişkin talebin reddine, alacaklara 31/10/2011 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi yürütülmesine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, franchise sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafın talepleri arasında yer alan ve mahkemece de kısmen kabulüne karar verilen, “rapor edilmemiş franchise bedeli cezası” ifaya ekli cezai şart olduğundan, sözleşmede farklı düzenleme bulunmadığından, sözleşmenin feshi durumunda talep edilemez. Bu nedenle mahkemece davanın bu yönden kısmen kabulü doğru olmamış hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.