YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15736
KARAR NO : 2017/3016
KARAR TARİHİ : 24.05.2017
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/09/2015 tarih ve 2014/220-2015/594 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … Bank A.Ş. vekili ve fer’i müdahil … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyanın incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması nedeniyle 6100 Sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin …bank … Şubesi’ne 21.12.1999 tarihinde vadeli hesap açılarak 6.000 TL para yatırdığı, bu arada davalı …bank A.Ş’ye 22.12.1999 el konulduğu, akabinde TMSF güvencesi kapsamında olmadığı gerekçesi ile müvekkilin parasının ödenmediği, …bank Şubesi personeli müvekkilini daha karlı bir hesap olan Off Shore hesaba yönlendirdikleri, davalı banka adı geçen kıyı bankasının ismini kullanarak yurtiçi bankaların vermedikleri yüksek oranda faiz vermeyi taahhüt ettiğini, bu şekilde müvekkilleri kandırdıklarını, daha sonra bahse konu bankanın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak davalı … Bank ile birleştirildiğini, Off Shore Bankası ile hiçbir bilgisi bulunmayan müvekkilin parasının davalı banka yöneticilerinin hileli davranış ve yönlendirmeleri ile bankalara olan güvenin kötüye kullanılması sonucu, sigorta kapsamı dışında bulunan bir off-shore bankasına yatırıldığını, …bank A.Ş’nin sebepsiz zenginleştiği, Off Shore Bank üzerinden yapılan işlemlerin kanuna karşı hile olduğunu, bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, belirtilen sebeplerle davalı bankaya yatırılan 6.000 TL mevduatın 21.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, davacı irade sakatlanmasından, haksız fiilden ve sebepsiz zenginleşmeden bahsederek sözleşmeyi serbest iradesiyle imzalamadığını iddia ettiği, sözleşme sebebiyle akdi faiz istemesi ancak menfaatine olan tüm hususları kullanma çabası olduğunu davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre ve husumet nedeniyle neticede haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahil … vekili de davalıya benzer savunmalarda bulunarak davanın reddi talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili, müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, uyuşmazlığın TMSF’ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu tazminat davası olduğunu, davalı banka aleyhine açılan davalarda karar verilip temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu davalarda TMSF borcu üstlendiğini açıkça beyan ettiğinden hükümlerin borcu üstlenen sıfatıyla TMSF aleyhine kurulduğunu, uyuşmazlığın asıl muhatabı olan TMSF’e aleyhine açılması gerektiğini davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının …bank Suadiye Şubesi nezdinde yatırdığı 6.000 TL mevduat alacağının davalı banka tarafından Balkaner grubuna ait şirketlere usulsüz kredi olarak verilmek suretiyle tüketildiği, alacağın … Off Shore Bank Ltd.’den tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, …bank A.Ş’nin … Bank Ltd. adlı bankanın paravan bir banka olduğunu bildiği, buna rağmen bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacının zararına sebep olduğu bilirkişi raporuyla anlaşıldığından, sonuç olarak davacının 6.000 TL asıl alacağına hesabın açıldığı 21.12.1999 tarihinden başlamak üzere, 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 m. hükmü uyarınca, değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan istenilebileceği, TMSF’nin borcu üstlenme yolunda bir beyanı olmadığından aleyhine hüküm kurulamayacağı sonucuna varılarak davalı banka hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı … Bank vekili ve fer’i müdahil … vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, off shore hesabına aktarılan paranın tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 08.07.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle davacının, tüketici; dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, bu nedenle yukarıda belirtilen Yasa hükümleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerinde olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; işin esasına girilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davalı … Bank vekili ve fer’i müdahil … vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ve fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı ve fer’i müdahil yararına BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ve fer’i müdahil TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.