YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15479
KARAR NO : 2017/2764
KARAR TARİHİ : 09.05.2017
Taraflar arasında görülen davada verilen 02/10/2015 tarih ve 2014/833-2015/604 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullandığı 20.000 TL’lik kredinin teminatı olarak hamil ve lehdarı olduğu aynı tutarlı çeki teslim ettiğini, borcun kapanmasından sonra davalının anılan çeki iade etmeyip yerine iki adet 10.000 TL bedelli bonoyu verdiğini, bu senetlerdeki ciranta imzalarının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek şimdilik 20.000 TL’nin reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kredi teminatı olarak tarafından keşide edilen çeki teslim ettiğini, ancak ibraz günü geldiğinde keşidecinin bu çeki ödeyemeyeceğini belirttiğini, davacı ve ek karşılığında 2 adet bonoyu teminat yerine verme talebinde bulunduğunu, bu doğrultuda anılan çekin … ve iade edilip bahse konu iki adet senedin alındığını, kredi ödenince de senetlerin …’ye iade edildiğini, davacının herhangi bir zararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının krediye ilişkin hesabını ödeme sureti ile tamamen kapattığı, bankaya verdiği 20.000 TL bedelli çekin iadesinden sonra lehdarı …, borçlusu olan 2 adet 10.000’er TL bedelli senet verilmiş olduğunun tespit edildiği, davalı banka tarafından verilen cevapta 2 adet senedin davacıya teslim edildiğinin bildirildiği, davacının kredi hesabına ilişkin verdiği çekten dolayı, çekin iade edilmemesi nedeni ile bu çek karşılığı düzenlenen 2 adet senedin davacıya teslim edilmiş olması nedeni ile davacının bir zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı bankadan kullanılan kredinin teminatı olarak verilen çekin iade edilmemesi nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davacının zararının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, kredinin verilmesi esnasında davalı bankaya dava dışı tarafından keşide edilen 20.000 TL bedelli çekin teslim edildiğini, kredi borcu ödenince teminat çeki yerine dava dışı kişiler tarafından keşide edilmiş iki
…/…
adet bononun iade edildiğini ileri sürerek zararının tazminini istemiş, davalı banka ise çek keşidecisi ile davacının birlikte müracaat ederek çek yerine iki adet bononun teminat olarak kabulünü istediklerini, bu doğrultuda çekin ilgililerine iade edilip yerine iki adet teminat bonosunun alındığını, teminatın bu şekilde değiştirildiğini, kredi borcu kapanınca da teminat amacıyla alınan iki adet bononun davacıya iade edildiğini savunmuştur. Davacı, bonoların kendisine verildiği savunmasına karşı çıkmamış, bonoların kendisine iadesinden sonra keşidecilerini tanımadığını, bonolar üzerindeki ciroların da kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür.
Davacının, yukarıda özetlenen davalı savunmasına karşı çıkarken ileri sürdüğü hususlar hayatın olağan akışına aykırı olup, kimsenin teminat olarak vermediği ve kendisi adına yapılmış ciroları da kabul etmediği kambiyo senetlerini herhangi bir ihtirazi kayıt dermeyan etmeksizin bankadan tekrar yedine alması düşünülemez. Davaya konu bonolar davacı elinde bulunduğuna göre davacının teminat olarak verdiği çekleri talep etmeyerek lehdarı olduğu bonoları ihtirazi kayıtsız olarak bankadan alması, daha önce teminat olarak verdiği çekin iade alınarak yerine teminat bonoları verilmesi işlemine muvafakatının bulunduğuna karine teşkil eder. Bu karinenin aksi usulünce davacı tarafından ispat edilemediğine göre davacının zarara uğradığı iddiasıyla davalı bankadan talepte bulunması yerinde olmadığından mahkemece davacının bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde değilse de, sonucu itibariyle doğru olan ret kararının HUMK 438/son maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, HUMK 438/son maddesi uyarınca sonucu itibariyle doğru bulunan kararın açıklanan gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.