Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/15362 E. 2016/146 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15362
KARAR NO : 2016/146
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

MAHKEMESİ : S
TARİHİ : 08/01/2013
NUMARASI : 2010/72-2013/4
DAVACI : H.. D..
VEKİLİ : Av. A.. A..
DAVALILAR : 1- T.. S.. A.Ş.
VEKİLİ : Av. İ.. K..
2- KO
VEKİLİ : Av. M.. O..
Taraflar arasında görülen davada S Mahkemesi’nce verilen 08/01/2013 tarih ve 2010/72-2013/4 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Uşak İli Sivaslı İlçesi Salmanlar Köyünde bulunan tarım arazisinde çilek üretimi yaptığını ve ürünlerinin kapsamında tarafından sigortalandığını, müvekkilinin ürünlerinin dolu nedeniyle hasar gördüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik sigorta şirketince yapılan hatalı hesaplama nedeniyle eksik ödenen 6.000,00 TL hasar bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dolu hadisesi nedeni ile davacıya ait ürünlerin zarar gördüğünün tespit edildiğini ve sigortalıya tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili, yasal hükümler gereğince sigorta şirketlerinin sorumluluğunun, tarım sigorta poliçeleri tanzim etmek ile sınırlı olduğunu, sigorta sözleşmeleri kapsamındaki hasarlar nedeniyle tazminat ödeme mükellefiyetinin diğer davalıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, gider avansı eksikliğinin ikmali için davacı vekiline yapılan ihtarata rağmen davacı vekilinin kendisine tanınan kesin süre içerisinde gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 114/g ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesine göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” anılan Kanun’un 114. maddesinin “g” bendinde, gider avansının dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. Dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmiştir. Kanun’un 448. maddesinde ise, kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesi gereğince hazırlanan gider avansı tarifesi ile buna ilişkin tebliğ, 30 Eylül 2011 tarih ve 28070 sayılı Resmi Gazete’de yayınlamıştır. 01 Ekim 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren tarifenin 3. maddesinde, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinde, taraf sayısı, tanık sayısı, başvurulan deliller (keşif gideri, bilirkişi ücreti vs.) gözetilerek belirlenen tahmini yargılama giderinin, gider avansı olarak önceden yatırılması amaçlanmıştır. Tarifenin 6. maddesinde de, tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirileceği belirtilmiştir.
Kanun’un 120/2 ve 448. maddeleri ile tarifenin 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğünden önce açılan davalarda da, gerektiğinde, dava şartı olan gider avansının ödenmesinin istenilebileceği, gider avansının kesin sürede ödenmemesi durumunda ise, Kanun’un 115. maddesi gereğince, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği anlaşılmaktadır.
Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesinde ise “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır…” düzenlenmesi bulunmaktadır. Bu durumda, HMK’nın 120. maddesi ile 324. maddesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinde, “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. (2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. (4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri

yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır. (5) Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan maddede gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK’nın 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir. (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekez, Muhammet, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası s. 880 )
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılmış, gider avansının yatırılmasına ilişkin ara kararının verildiği tarih itibariyle dilekçeler aşaması tamamlanmış, keşif yapılmasına ve bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, bu haliyle yargılama tahkikat aşamasında bulunmaktadır. O halde, 1086 sayılı Kanun döneminde açılan ve tahkikat aşamasında bulunan işbu davada, HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceğinin kabulü gerekir. Bilirkişi incelemesi için istenilen masrafın, dava şartı olan gider avansı olarak değerlendirilmesi suretiyle hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.