Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1511 E. 2015/7383 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1511
KARAR NO : 2015/7383
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2014
NUMARASI : 2013/159-2014/125

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/06/2014 tarih ve 2013/159-2014/125 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2010/70248 sayılı “Ö. Ş.+ ŞEKİL” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Ö.. Ö..’ın 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi uyarınca yaptığı itirazın kabul edilerek davalı Kurum YİDK’nca müvekkili başvurusunun nihai olarak reddedildiğini, davalı Ö.. Ö..’ın müvekkili ile imzaladığı protokolden önce G. Restaurant’ta aşçı yardımcısı olarak çalıştığını, müvekkilinin 15.06.2010 tarihinde dava dışı N. D. ile sözleşme imzalayarak B.’teki bir restaurantın hizmete açıldığını, davalı Ö.. Ö..’nın da bu işyerinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını, “Ö. Ş. adıyla hizmet veren bu restaurantın tüm reklam, ilan, mutfak techizatı, iç dekorasyon, bahçe dizaynının müvekkili tarafından karşılandığını, davalının sözleşmenin imzalanmasından 6 gün sonra aynı marka için başvuruda bulunduğunun öğrenildiğini, kötüniyetli davalının eşi veya kardeşi adına ardarda marka başvuruları yaptığını, davalının kötüniyetli olduğunu, işaretin müvekkili tarafından marka haline getirildiğini, sigortalı olduğu müvekkili çalışanı iken müvekkiline ait markayı tescil ettirdiğini ileri sürerek davalı TPE YİDK’nin 2013-M-1572 sayılı kararının iptalini, müvekkili marka tescil başvurusu işlemlerinin devamını, davalı Ö.. Ö.. adına tescilli 2010/40750 ve 2010/82799 sayılı markaların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı Ö.. Ö.. vekili, öncelik hakkına sahip müvekkilinin “Ö. Ş.” ismiyle TV’de yemek programları yaptığını, basında adından sıkça sözettirdiğini, ülke çapında bu markayı ihdas edip maruf hale getirdiğini, aşçılık mesleğinde “Ö. Ş.” olarak tanındığını, davacının restaurantında “Ö. Ş.” markasını kullanmasının tek sebebinin müvekkilinin bu ibareyi markalaştırması olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sunduğu en eski belgenin 06.09.2010 tarihini taşıdığı, 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesinde yer alan “önceye dayalı hak” iddiasına dayalı davalarda, kanunun açık hükmü karşısında, delil değerinin bulunmadığı, davacının sunduğu dergi, gazete suretleri celbedilen TV programı tarihleri dikkate alındığında, davalının tüm Türkiye’ye mal olacak şekilde “Ö. Ş.” markasını davalının bir zamanlar davacı yanında sigortalı aşçı olarak çalışmış olmasının, davalının ihdas ettiği markanın çalıştığı iş yeri sahibine ait olacağı anlamına gelmeyeceği, davacı başvurusuna konu markanın tescil kapsamındaki 29. sınıf yiyecek maddelerinin, davalı adına önceden tescilli ve tanınmış marka niteliğindeki 2010/40750 sayılı marka kapsamındaki 43. sınıf yiyecek – içecek hizmetleri ile çok yakından ilişkili olduğu, markalara konu ibarelerin de birebir aynı olması nedeniyle, tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8/1 (b) maddesi uyarınca davalı markasının karıştırılmasına yol açacağı, 8/4 maddesi uyarınca başvuru markasının tescil olunmasının davacıya haksız yarar sağlayacağı ve markanın ayırt edicilik gücünü sulandıracağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.