Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/14947 E. 2016/148 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14947
KARAR NO : 2016/148
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

MAHKEMESİ : KO
TARİHİ : 30/01/2015
NUMARASI : 2014/580-2015/55

Taraflar arasında görülen davada Asliye Mahkemesi’nce verilen 30/01/2015 tarih ve 2014/580-2015/55 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yurt içinde ve yurt dışında faaliyette bulunan bir şirket olduğunu, evrak gönderilerinin müşterilerine ulaştırılmak üzere 27/11/2013, 29/11/2013 ve 07/12/2013 tarihinde PTT kargoya teslim edildiğini, gönderilerin zamanında ulaşmaması nedeniyle davacı şirketin maddi zarara uğradığını, davacının müşterileri karşısında ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, 3.850,97 TL maddi, 5.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 8.850,97 TL tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davalı şirketin kamu hizmeti kapsamında faaliyetine devam ettiğini, davacının dava hakkının zamanaşımına uğradığını, davacının gönderilerinden birisinin adresin eksikliği nedeniyle iade edildiğini, diğer bir kargonun ise alıcısı tarafından alınmayarak iade döndüğünü, PTT’nin zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, posta gönderilerinin doğru ve güvenli bir şekilde ve zamanında adrese teslimi ve bu kapsamdaki işlerin denetlenmesinin P.. M..’nün kamu hizmeti kapsamındaki görevleri arasında olduğundan uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacıya ait evrakların dava dışı kişilere geç tesliminden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı 23.05.2013 tarihli ve 28655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 09.05.2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun 21. maddesi gereğince kamu tüzel kişiliği sona erdirilerek anonim şirkete dönüştürülmüştür. Bu durumda idari yargıda davanın görülmesi imkanı bulunmadığı gibi, önceki yürürlükte bulunan hükümler itibariyle, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye ekli cetvelde Kamu İktisadi Kuruluşları arasında yer alan davalı PTT, aynı Kararname’nin 2/3. maddesi gereğince sermayesinin tamamı devlete ait olup, tekel eliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak tanımlanmıştır. Ayrıca 22.2.2000 tarih ve 23972 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Ana Statüde de PTT’nin Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davalı eylemlerinin diğer özel hukuk tüzel kişilerinde olduğu gibi, özel hukuk hükümlerine tabi olduğu gözetilerek uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı değil, adli yargı olduğunun ve uyuşmazlığın 6762 sayılı TTK uyarınca ticari iş niteliğindeki taşıma sözleşmesinden kaynaklandığının kabulüyle işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.