Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/14835 E. 2017/2661 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14835
KARAR NO : 2017/2661
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

MAHKEMESİ : … … 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/190-2015/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı adına 03. sınıftaki bazı emtialarda tescilli 2010/57175 sayılı “…” ibareli markasının bulunduğunu, davalının bu markasının müvekkilinin zeytinyağı ve zeytinyağı ile ilişkili yemeklik sıvı yağ gibi ürünler bakımından tanınmış “…” markasının itibarını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini ileri sürerek davalı markasının bir kısım mallar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının yenilebilir yağlar için tescilli “…” markalarını devralırken başkalarının kullanımında bulunan ve farklı ürünler için tescilli “…” markalarının varlığını bildiğini ve bu markaların kullanılmasına tahammül etmesi gerektiğini, müvekkilinin “…” markalarını gerçek hak sahibinden devraldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ayrı ayrı markaları devralırken markaların farklı mal ve hizmet sektörlerinde tescilli olduğunu bildikleri, davacı markasının gıda sektöründe zeytin yağları için tescilli ve tanınmış marka iken, davalı markasının sektör olarak aralarında bağlantı bulunmayan kişisel temizlik ve bakım ürünlerinde tescilli marka olduğu, bir markanın belirli bir sektörde tanınmış marka olmasının farklı sektörlerde kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği, markaların sektörlerinde uzunca bir süredir kullanılıyor olması ve ayrı ayrı marka değerlerinin bulunması sebebiyle tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.