Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/14679 E. 2017/2347 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14679
KARAR NO : 2017/2347
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2015 tarih ve 2013/53-2015/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin www…..com web sitesinin sahibi olduğunu ve bu sitenin uluslararası ticarette dünyanın en büyük e-ticaret sitesi olduğunu, müvekkili markasının dünyanın pek çok ülkesinde ve OHIM nezdinde tescilli bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini maruf ve meşhur hale getirdiğini, dolayısıyla anılan ibare üzerinde müvekkilinin öncelik hakkının açık olduğunu ve ayrıca müvekkilinin ticaret unvanının da “…” esas unsurunu içerdiğini, müvekkili tarafından 2011/33662 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun davalının 2008/00462 sayılı “…” ibaresini içeren markası mesnet gösterilerek YİDK tarafından 7/1-b gereğince kısmen reddedildiğini, müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddeleri kapsamında öncelik hakkının mevcut olduğunu, dolayısıyla redde mesnet gösterilen ve kötü niyetli olarak tescil edilen 2008/00462 sayılı davalı markasının bu nedenle hükümsüz kılınması gerektiğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescilli 2008/00462 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili; taraf markalarında esas belirleyici unsurun “…” işaretleri olduğunu, taraf markalarının 7/1-b maddesi yönünden ayniyet derecesinde benzerlik teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkilinin kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, …’de nargile salonu işlettiğini ve çevresinde … olarak tanındığını, işletme sahibinin isminin de … olduğunu, dolayısıyla buna dayalı olarak markanın yaratıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı başvurusu ile redde mesnet davalı markasının 7-1/b maddesi yönünden aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten bahsedilemeyeceği, dolayısıyla YİDK kararının iptali koşullarının meydana geldiği, davacı markasının davalı marka başvurusunun gerçekleştiği tarih itibariyle tanınmışlığının mevcut olduğu 35. sınıfta yer alan “ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri” dışında kalan emtiaları yönünden davalı adına tescilli 2008/00462 sayılı markanın hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu, ancak “ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri” yönünden davacının bir kullanımının olmadığı ve bu konuda 8/3 maddesi kapsamında öncelik hakkını ispat edemediği, ayrıca 7/1-i anlamında tanınmışlığının da bu sınıfta olmadığı ve Türkiye’de tescilli bir markasının bulunmadığı ve öncelik hakkına sahip olduğu hizmetlerle benzer hizmetler olmadığı 8/4-2 şartlarının oluşmadığı ve davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle TPE YİDK kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli 2008/00462 sayılı markanın tescilli olduğu 35. sınıfta “açık arttırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri(belirtilen hizmetler toptan perakende satış mağazaları elektronik ortamlar kataloglar vb diğer yöntemlerle sağlanabilir)” hizmetler yönünden 556 KHK 8/3 md yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı tescilli markasına, öncelikten kaynaklanan üstün hakkına ve tanınmışlığa dayanarak davalı adına tescilli 2008/00462 sayılı “…+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince davalı markasında yer alan 35. sınıftaki “ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri” bakımından davacı markasının bu konuda tescilli bulunmaması ve tanınmışlığın farklı sınıflarda olduğu gözetilerek sulandırma hallerinin de söz konusu olmayacağı mütalaa edilmiş ise de, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca tanınmış marka nedeniyle farklı sınıflar bakımından tescilin hükümsüz kılınabilmesi için söz konusu maddede belirtilen durumların ayrı ayrı tartışılması gerekir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ise yeterli ve denetime elverişli değildir. O halde, davalı markasının 35. sınıfta yer alan “ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri” bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 ve 42. maddeleri kapsamında hükümsüzlük koşullarının tartışıldığı ek rapor ya da gerektiğinde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle davalı TPE aleyhine açılan davada usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPE’den alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.