Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/14433 E. 2017/2040 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14433
KARAR NO : 2017/2040
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/10/2015 tarih ve 2014/1558-2015/611 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … A.Ş. vekli ile fer’i müdahiller … ve … vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka’nın teşvik ve yönlendirmesi ile …….Şubesi’ne 3,230,00 USD mevduatını 09/11/1999 tarihinde, 4.363,18 USD mevduatını ise, 14/12/1999 tarihinde yatırdığını, paranın henüz vadesi gelmeden banka yönetimine el konulduğunu ve hesap bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin kasıtlı olarak … bankası adına açılan hesaba mevduat yatırmasını sağlayan ve bu bankanın paravan bir banka olduğunu gizleyen davalının müvekkilinin ödenmeyen mevduatından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 3.230,00 USD’nin paranın bankaya yattığı 09/11/1999 tarihinden, 4.308,18 USD’nin ise, 14/12/1999 tarihinden itibaren olmak üzere toplam 7.538,18 USD’nin 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince kamu bankalarınca döviz cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden davanın usulden ve davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için seçtiği hesap türü ve parasını bu hesapları değerlendirmek üzere verdiği talimat ve müvekkili bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işlemi bulunduğunu savunarak, esastan da reddini istemiştir.
Fer’i müdahil … ve … vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı Banka nezdinde açılan hesabının… bankacılığı denilen kıyı bankacılığı sisteminde, … Genel Müdürlük nezdindeki geçici hesap üzerinden …. adına … Merkez Şubesi nezdinde açılmış bankalar mevduat hesabına alınmış olduğu, davalı Banka’ca davacının parasının hesaben yurt dışına gönderilmiş gibi bir işleme tabi tutulmak suretiyle … Merkez Şubesi nezdinde ./..

kalmasının sağlandığı, …bankasına gönderilmiş gibi işleme tabi tutulan paraların aslında fiilen Kıbrıs’a gönderilmediği, davalı …’nin …’e bağlı bir kısım şirketlere kredi verilmesi şeklinde aktarıldığı, bu durumun ceza yargılaması sonucunda da sabit olduğu, suç teşkil eden eylem nedeniyle davalı Banka’nın haksız kazanç elde ettiği ve davacının zarara uğratıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 3.230,00 USD’nin 09/11/1999 tarihinden, 4.308,18 USD’nin ise 14/12/1999 tarihinden olmak üzere toplam 7.538,18 USD’nin 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı … A.Ş. vekili ile fer’i müdahiller … ve … vekilleri temyiz etmiştir.
1- Fer’i müdahil … vekilinin 19/11/2015 havale tarihli temyize cevap ve temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği, temyiz harcının da yatırılmadığı ve bu nedenle süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihi olan 29/12/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı … A.Ş. vekili ile fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekili ile fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Banka’ya iadesine, 11/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.