Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/14376 E. 2016/249 K. 13.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14376
KARAR NO : 2016/249
KARAR TARİHİ : 13.01.2016

MAHKEMESİ : ……….
TARİHİ : 03/12/2014
NUMARASI : 2014/1117-2014/613

Taraflar arasında görülen davada ……Mahkemesi’nce verilen 03.12.2014 tarih ve 2014/1117-2014/613 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin pratisyen hekim olup, davalı şirket nezdinde Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunduğunu, 18/04/2010 – 19/04/2010 tarihleri arasında görev yaptığı hastanede tedavi gören bir hastanın ölümüne sebep olmaktan hakkında dava açıldığını ve beraatine karar verildiğini, işbu davada vekil olarak kendisi tarafından savunma yapıldığını ve 7.000,00 TL vekalet ücreti alındığını, söz konusu ücretin davalıdan talep edilmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını oysa, vekalet ücretinin poliçede istisna olarak sayılan para cezası ya da cezai şart niteliğinde bulunmadığını, her ne kadar poliçede vekalet ücretinin ödeneceği açıkça yer almasa da istisna olarak da sayılmadığından poliçe kapsamında olduğunun kabulü ile ödeme yapılması gerektiğini, aslında bu hususun davalının da kabulünde olduğunu zira, resmi internet sitesinde avukatlık ücretlerinin sigorta kapsamında olduğunun açıkça ve koşulsuz olarak belirtildiğini, bilgilendirme formunda da yargılama giderleri ve mahkeme masraflarının teminat kapsamında olduğunun açıkça düzenlendiğini ileri sürerek, 7.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebinin Hukuksal Koruma Sigortası’nın teminatı olup, dava konusu poliçede böyle bir teminat bulunmadığını, poliçede sigortanın kapsamının belirtildiğini, davacıya karşı tazminat talepli açılmış bir dava olsa ve kabul edilse bu taleple bağlantılı yargılama giderlerinin davacıya ödenebileceğini oysa, böyle bir durumun söz konusu olmayıp, talebin poliçe kapsamında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu sigorta poliçesinin davacının görevi ile ilgili olarak tıbbi kötü uygulamaları nedeniyle 3. kişilere verdiği zararları koruduğu ve sadece davacı tarafından 3. kişilere verilen zararların teminat altına alındığı, davacının kendisi tarafından ve kendisinin vekili olarak görev yapan avukatına ödediği vekalet ücretinin sigorta teminatı dahilinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.