YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14358
KARAR NO : 2016/2434
KARAR TARİHİ : 07.03.2016
MAHKEMESİ : …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2015
NUMARASI : 2014/81-2015/54
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.03.2015 tarih ve 2014/81-2015/54 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından keşide edilen İş Bankası’na ait çekin hamil tarafından takas yolu ile tahsil edilmek üzere davalı bankaya ibraz edildiği, davalı banka tarafından karşılığı olduğu halde özensizce davranılarak “hesap bakiyesi 0 TL olup çekin 30.000,00 TL’lik kısmı karşılıksızdır” kaşesinin vurulduğunu, davalının bu haksız eyleminin müvekkilinin bankalar nezdinde kredibilitesini olumsuz etkilediğini, hem çek lehtarına, hem çeki ibraz edene, hem de piyasadaki müşterilerine karşı ticari itibar kaybına neden olduğunu ileri sürerek davalının haksız eyleminden doğan 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin meydana geldiği 28/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili tarafından söz konusu çeke sehven karşılıksız kaşesinin vurulduğunu, bu hatanın kısa sürede farkedilerek çekin tahsil edildiğini ve Merkez Bankasına herhangi bir bildirimde bulunulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından karşılıksız ibaresi vurulan davacıya ait çekin T.C. Merkez Bankası’na bildirilmediği ancak davacının ticaretle uğraştığı ve beyaz eşya alım satımı yaptığı, dava konusu çek nedeniyle ticari itibarının zedelendiği, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın 28/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 11.03.2015 tarihi itibariyle 2.085,00 TL’dir. Dava dilekçesinde 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesi istenilmiş, mahkemece, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece kabul edilen miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.