Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1422 E. 2015/8645 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1422
KARAR NO : 2015/8645
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2014
NUMARASI : 2014/408-2014/194

Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/09/2014 tarih ve 2014/408-2014/194 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi nezdinde 200815937 (abonman poliçe:3761) poliçe nolu, 29.03.2012 tarihli E. Nakliyat Sigortası Paket Poliçesi ile sigortalı bulunan E. Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş’ye ait emtianın davalı şirket tarafından nakliyesi sırasında hasara uğradığını, hasara uğrayan emtianın F. diye adlandırılan ve oluklu mukavva karton üretiminde kullanılan atık kağıtlardan üretilmiş bir kağıt çeşidi olduğunu, bu emtianın davalıya ait konteynerin üst kısmında bulunan delik ve yırtıktan içeri su girmesi sonucu hasar gördüğünü, dava konusu hasardan emtiayı sigortalı deposundan alarak varış yerine kadar nakliyesini yapan davalı nakliyeci firmanın sorumlu bulunduğunu, yapılan ekspertiz incelemesinde tespit edilen hasar bedeli 9.813,76 TL’nin 28.05.2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin TTK m.1301(yTTK m.1472)’e göre rücu hakkına sahip olduğunu belirterek hasar bedeli 9.813,76-TL‘ nin ödeme tarihi olan 28.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; söz konusu emtianın İ.’da bulunan yükleyicinin/sigortalının adresinden İ.Limanı’na, İ. Liman’ından T. Denizcilik ve Nakliyat A.Ş’nin acentesi olduğu T.SPA tarafından deniz yolu ile La S./İ. Limanı’na dava dışı üçüncü bir kişi tarafından kara yolu ile, bu limandan da alıcısının adresine taşındığını, zararın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin bilinemediğini, konşimentonun 2.6 maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin İtalya/ Cenova Mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin hüküm bulunduğunu, yine ayrıca TTK m.1188’e göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını, yine pasif husumet yönünden de davanın T. SPA’a karşı husumet yönetilerek açılması gerektiği halde acenteye husumet yöneltildiğini, müvekkilinin T. SPA’nın acentesi olduğunu, yükleyici ile müvekkili şirket arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi de bulunmadığını, pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacının süresi içerisinde hasar ihbarında bulunmadığını, müvekkili şirketin taşınan emtialara hasar vermediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; konşimentoda yer alan ve milletlerarası yetki kaydını içeren konşimento kuralının genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu, malın gemiye yüklendiği tarihin 01.04.2013 olduğu konşimentoda yer almış olmakla, bu tarihten boşaltma tarihine kadar yani 17.04.2013 tarihine kadar hasarın tespit edilmediği, bu tarihten sonra teslim ile hak düşürücü sürenin başladığı, davanın da bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının dava dışı sigortalı E.A.Ş adına düzenlediği 02.04.2014 tarihli 984494 numaralı faturada konşimentoya atıf yapılarak deniz ihracat navlunu bedeli olarak 630,00 EURO fatura düzenlendiği, bu faturalara göre alt taşıyanın T. Denizcilik ve Nak. A.Ş olduğu, asıl taşıyanın ise T. SPA olduğu ve bu nedenle (yTTK m.926) eTTK m. 814’ e göre davalının doğrudan davacıya karşı sorumlu olduğu ve pasif husumet itirazının yerinde olmadığı, ibraz edilen faturalardan anlaşıldığı üzere yurtiçi ön taşımanın da yine T. Denizcilik ve Nakliyat A.Ş tarafından yüklenildiği ve yerine getirildiği , buna göre taşımaya konu GETU 5914028 nolu konteyneri taşıyıcı T. Denizcilik ve Nakliyat A.Ş’nin temin edip sigortalı taşıtana verdiği ve FCL kaydı ile yüklenmesini kabul ettiği ve gemiye yüklenen konteynerdeki delikten su girmesi sonucu yükteki hasarın oluştuğu belirlenmiş olduğundan, geminin alonju niteliğindeki konteynerdeki bu delik nedeniyle (eTTK m.1019)yTTK m.1141’e göre taşıyıcının sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davalı, konşimentoda her türlü ihtilafta İtalya/Cenova Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna dair hüküm bulunduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, mahkemece konşimentoda bulunan yetki kaydının TBK’nın 20-25 maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına aykırı olduğu gerekçesi ile davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Ancak, MÖHUK 47. maddesi gereğince yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Davacı, mal satıcısının halefi sıfatıyla bu davayı açmış olup, sigortalı ile davalı taşıyan arasındaki hukuki ilişkiyi belirleyen konşimentodaki hükümler ile bağlı olmaktadır. Kaldı ki; söz konusu konşimentonun mülga 818 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu tarihte düzenlendiği ve keza taşıma işleminin de o dönemde yapıldığı taraflar arasında çekişmesizdir. Bu durumda 6098 sayılı TBK’nın 25. maddesinin uyuşmazlıkta uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, tarafları bağlayan ve uyuşmazlığın çözümünde kullanılacak olan konşimentodaki yetki şartı geçerli olup, mahkemece yazılı gerekçe ile yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenemsine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.