Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1418 E. 2015/7514 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1418
KARAR NO : 2015/7514
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2014/68-2014/235

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/11/2014 tarih ve 2014/68-2014/235 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, İ. Serbest Bölge’de mukim müvekkilinin 1996 yılından itibaren ticari faaliyette olup sadece meyvelerden toz halinde içecek üretimi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin “T.İ-C” markasını 1999 yılından itibaren kullandığını, yurt dışında da 5 ayrı ülkede tescil ettirdiğini, söz konusu markanın müvekkili ile özdeşleştiğini, davalının ise “T.” markasını 09.12.2004 tarihinde tescil ettirdiği ve müvekkilinin t. ibareli 2007-29086 sayılı marka başvurusuna benzerlik iddiası ile itiraz ettiğini, itirazı reddedilerek müvekkili markasının 21.03.2009 tarihinde tescil edildiğini, hal böyle iken davalının Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde YİDK kararının iptali için dava açtığını, müvekkilince de davalı markasının hükümsüzlüğü için karşı dava açıldığını, ancak karşı davalarının tefrik edildiği, sonuçta davalarının açılmamış sayılmasına karar verildiğinden işbu davayı açtıklarını, müvekkilinin bu ibareyi davalıdan önce kullandığını, ayrıca davalının dava dışı G. M. firması adına tescilli olan N. firması tarafından da lisansla kullanılan dünyaca tanınmış trix markasını sahibinden izinsiz olarak tescil ettirdiğinden kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, müvekkili markası ile davalının markası iltibasa yolaçacak şekilde benzer ise müvekkili markasını davalıdan daha önce kullandığından ve davalı trix markasını dünyaca ünlü A. G. M. firmasının tanınmış trix markasını sahibi tarafından izin verilmeden kötüniyetli olarak tescil ettirdiğinden davalının 2003-08398 nolu markasının iptaline ve terkinine ve gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 1960’lı yıllardan itibaren gıda sektöründe faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin T. markasını 2003-08398 no ile 11.04.2003 tarihi itibari 29, 30 ve 32. sınıflarda tescil ettirmiş olup davacı şirketin 2007-29086 nolu tri-c marka başvurusundan çok daha önce olduğunu, ayrıca müvekkilin 2006 yılında tescil ettirdiği “kent boringer trix” ibareli markaları bulunduğunu, müvekkilinin bu markalarını uzun yıllardır yapmış olduğu reklam, promosyon, satış ve pazarlama çalışmaları nedeni ile yurt içi ve dışında maruf hale getirdiğini ve müvekkili ile özdeşleştiğini, yurt dışı tescillerinin de bulunduğunu, davacı şirketin marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının reddi üzerine YİDK kararının iptali için açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı şirket olan G.M. adına talepte bulunamayacağını, ayrıca dava dışı şirketin Türkiye’de tescilli bir markası ve ticari faaliyeti bulunmadığı, bu şirketin ve davacı şirketin markalarının tanınmış olmadığını, davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markaları ile davalı markası arasında 556 sayılı KHK.’nın 7/1-b, 8/1-b maddeleri anlamında benzerlik bulunmadığı, karıştırma tehlikesinin olmadığı, bu hususun benzer nitelikteki daha önce kesinleşen Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2010/171 Esas- 2011/180 Karar sayılı ve Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2013/66 Esas- 2013/122 Karar sayılı dava dosyaları ile de sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı,davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 02/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.