Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1399 E. 2015/8435 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1399
KARAR NO : 2015/8435
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ : GİRESUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
🙁 TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 23/09/2014
NUMARASI : 2012/141-2014/656

Taraflar arasında görülen davada Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/09/2014 tarih ve 2012/141-2014/656 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı O.. E.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Ö. G. G. Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %21 hisseli ortağı olduğunu, çocuk doktoru olan ve fiilen de şirkette çalışan müvekkiline kar payı verilmemesi, şirkete ait olan Tıp Merkezinin ruhsatı ile demirbaş ve cihazlarının satılması, satış bedelinin gerçek satış bedelinin çok altında gösterilmesi ayrıca, bu bedelin şirket kasasına girmemesi ve bilançoya yansıtılmaması nedeniyle bir denetim ve yeminli mali müşavirlik firmasına başvurarak şirketin defter ve hesaplarının incelettirildiğini, davalı O.. E..’un şirketin kuruluşundan 18.08.2010 tarihine kadar hissedar ve müdür sıfatıyla temsile yetkili olup, şirketi zarara uğratıcı usulsüz birçok işlem yaptığını, şirket hesabından şahsı adına paralar çektiğini, havaleler yaptığını, davalı O.. A.. şirketin kuruluşundan 18.08.2010 tarihine kadar %26, bu tarihten sonra davalı O.. E..’un hissesini de devralarak %73 hisseli büyük ortak haline geldiğini ve şirketin başına da müdür sıfatıyla kayınpederi davalı S.. G..’i getirdiğini, davalı O.. A..’nu da diğer davalı O.. E.. gibi şirket hesaplarından şahsi hesabına ve şirketle bağlantısı olmayan kişilere para transferleri ve kredi kartı ödemeleri yaptığını, sahibi olduğu firmanın borçlarını şirket hesaplarından ödediğini, şirket müdürü S.. G..’in de özen ve sadakat borcunu yerine getirmediğini, davalı O.. A..’nun talimatlarıyla şirket kaynaklarını usulsüz olarak damadı olan davalıya ve 3. kişilere aktardığını, şirket kar etmesine rağmen SGK ve vergi borçlarının ödenmediğini, davalıların bu eylemleri ile şirketi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte şirkete ödenmek üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili yargılama sırasında ıslah dilekçesi ibraz ederek 461.000,00 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı O.. E.. vekili, müvekkilinin yetkisi dahilinde çektiği paraların şirket giderleri ve borçlarının ödenmesinde kullanıldığını, müvekkilinin müdür olduğu dönemde şirketin SGK ve vergi borcunun bulunmadığını, yüksek meblağlı ödemelerden davacının haberdar olmamasının mümkün olmadığını, şirket hesaplarının şirket ortaklarına açık olduğunu ayrıca, şirketin yıllık mizanı, yıl sonu kar beyanı, gelir-gider tablolarının şirket ortağı olan davacı tarafından incelenmemesinin mümkün olmadığını, davanın dayandırıldığı raporun yanlı ve hatalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar O.. E.. ve O.. A.. tarafından şirket hesaplarından şahsi hesaplarına aktarılan paraların şirketin ihtiyaçları için kullanıldığına dair şirket ticari defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı, başkaca bir delilin davalılarca da sunulamadığı, dava dışı şirketin davalılar tarafından zarara uğratıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 461.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı O.. E.. vekili temyiz etmiştir.
1- Her ne kadar davalılar O.. A.. ve S.. G.. vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen 16.06.2015 havale tarihli dilekçe ile kararın temyiz edildiği belirtilmiş ise de, temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Mahkemece verilen kararın davalılar vekiline 21.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekili tarafından ise, HUMK’nın 432/1 madde ve fıkrasında belirtilen 15 günlük yasal temyiz süresi içerisinde harcı da yatırılmak suretiyle kararın temyiz edilmediği ve bu nedenle süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davalılar O.. A.. ve S.. G.. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı O.. E.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar O.. A.. ve S.. G.. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı O.. E.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANAMASINA, aşağıda yazılı bakiye 23,618.15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına,17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.