Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/13753 E. 2017/2329 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13753
KARAR NO : 2017/2329
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/03/2015 tarih ve 2013/66-2015/70 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, “Ülker” markası başta olmak üzere dünyaca tanınmış markaların sahibi olduğunu, müvekkilleri şirketin, yıllarca yaptığı araştırma-geliştirme yatırımları sonucunda ürettiği ürünlerde kullandığı ve haklı bir üne sahip olduğu markalardan birinin de 29, 30 ve 32.sınıflarda tescil ettirdiği “…” ibareli veya esas unsurlu seri markaları olduğunu, davalının 30. sınıf ürünlerde tescilini talep ettiği “…” başvurusunun müvekkilinin “…” ibareli veya esas unsurlu seri markasının, görsel, sesçil ve anlamsal olarak ayni / ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olduğunu, tüketicinin “…” markasının müvekkillerinin “…” ibareli veya esas unsurlu seri markasının bir yenisi olarak değerlendirileceğini, “…” (…) ibaresinin tescil edilecek ürünler bakımından bir niteleme içerdiğini veya bir üstünlük ifade ettiğinden tescil edilemeyecek bir işaret olduğunu, davalının müvekkilinin yarattığı haklı ünden ve kullanıcıya verdiği güvenden, hiçbir yatırım yapmadan yararlanmak istediğini, davalı şirketin bu yolla müvekkilleri markasının imajına zarar verebileceğini, ileri sürerek, TPE YİDK’in 10.01.2013 tarih ve 2013-M-33 nolu kararının iptali ve 2011/23916 sayılı başvurunun dava devam ederken tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, çikolata ve şekerleme üreticisi olarak dünya çapında ünü olduğunu, 30 yılı aşkın süreden beri … markalı ürünlerin altın renkli ambalajlarını ve lezzetini vurgulayan “…” sloganını sürekli olarak kullanıldığını ve bu sloganın marka ile özdeşlemiş hale geldiğini, başvurunun davacı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının müvekkillerinin dava konusu “…” marka ile davacıya ait markaların tanınmışlığından haksız bir yarar sağlaması ve markaların ayırt ediciliğini sulandırması yönündeki iddialarının müvekkilinin dünya çapındaki edindiği itibar karşısında yersiz ve asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPE vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait 2007/02951 nolu … ve 2007/48723 nolu … + şekil, 2006/47412 nolu … + şekil markaları dışındaki markaları ile davalı markası arasında arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu, her iki markada ortak ibarenin “…” ibaresi olduğu, kelime anlam olarak golden ibaresinin markaların ilgili olduğu emtialar bakımından vasıf bildirmediği, dolayısıyla “…” kelimesinin benzerlik değerlendirilmesinde belirleyici unsur olduğu, “…” kelimesindeki benzerlik aynılık nedeniyle, davacının markalarında asıl unsur konumunda olan markasının davalı markasında aynen yer aldığı ve bütün olarak bıraktıkları izlenim açısından benzer olduğu ve seri marka izlenimi yarattığı, söz konusu davacı markaları ile davalı markası arasında davalı markasının kapsamındaki tüm emtialar yönünden 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluştuğu, davacı markalarının KHK 8/4 maddesi anlamında tanınmış marka olduğu ve davacının tanınmış markalarının davalı markasının emtia listesindeki bütün mallar açısından KHK m. 8/4 maddesinin şartlarını taşıdığı, dava konusu başvuru kapsamında kalan pralinler çikolata ve çikolatalı ürünlerin günlük tüketim ve konu hızlı satın alınıp kullanılan göreceli olarak ucuz gıda ürünleri olduğu, bu sebeple önceki markanın hafızada bıraktığı izin tüketici tercihlerinin belirlenmesinde önemli bir etken olduğu, tüketici kitlesinin büyük bir kısmının her ikisinin aynı tür emtialarda kullanılması halinde ikisi arasında bir yakınlık ve bağlantı kurabileceği, alıcının davacı tarafından sunulan ürünü; almayı düşündüğü ürün zannedebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.