Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/13580 E. 2017/2674 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13580
KARAR NO : 2017/2674
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/09/2015 tarih ve 2015/843-2015/565 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin özel dershanelerle uzun yıllardır eğitim sektöründe faaliyet gösteren bir eğitim kurumu olduğunu, davalı …’ın 30 Mart 2014 tarihli yerel seçimleri öncesindeki süreçte herhangi bir delil bulunmamasına rağmen müvekkilinin paralel yapı dahilinde bulunduğu iddiası ile müvekkilinin okullarını kastederek, miting meydanlarında ve medyada “bunların okullarına, yurtlarına, dershanelerine çocuklarınızı göndermeyin, giden çocuklarınız varsa alın” gibi ifadeler kullandığını, bu durumun müvekkiline ait eğitim kurumlarının halk nezdindeki itibarını zedelediği için haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının Cumhurbaşkanı olması nedeni ile görevi sırasındaki işlemlerinden ötürü sorumsuzluğu ve yargı bağışıklığı bulunduğu ve dava açılamayacağı, en üst kamu görevlisi olan ve halk tarafından ilk kez seçilen Cumhurbaşkanı’nın davaya konu açıklamalarının görevi ile ilgili olduğu, bu nedenle bu açıklamaların haksız rekabet olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 17/08/2016 tarihli 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince davacı şirketin ticaret sicilinden 24/08/2016 tarihinde re’sen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, anılan husus değerlendirilip davacının aktif dava ehliyetinin kalmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi yerinde değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.