Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/1336 E. 2015/6269 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1336
KARAR NO : 2015/6269
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2013/464-2014/184

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/04/2014 tarih ve 2013/464-2014/184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada hesabı bulunduğunu, ödemeleri olduğunda bankaya faksla talimat verdiğini, bankanın ilgili ödemeleri yaptığını, 01/08/2005 tarihli faksla dört ayrı SSK primi ödemesi için davalı bankaya talimat verdiğini, ancak bankanın üç ödemeyi gerçekleştirmesine ve hesapta yeterli para bulunmasına rağmen 7.169,36 TL tutarındaki ödeme talimatını yerine getirmediğini, durumun SSK tarafından bildirilmesi neticesinde öğrenildiğini, müvekkilinin prim borcunu 8.450,93 TL gecikme cezası ile birlikte ödemek durumunda kaldığını, bankanın kusurlu davranışı sonucu müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla gecikme cezası olarak ödenen 8.450,93 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, talimattaki diğer ödemelerin yerine getirildiğini, ancak sistem arızası nedeniyle dava konusu ödemenin gerçekleştirilemediğini, faks talimatının geçerlilik süresinin 1 gün olması nedeniyle takip eden günlerde işlemin yapılamadığını, son ödeme tarihi geçen prim ödemelerinin banka kanalıyla yapılmasının da mümkün olmadığını, tacir olan davalının ödemelerini kontrol etmesinin gerektiğini, davalının daha sonrasında ilgili borcun ödenmediğinden haberdar olmasına karşılık zararın artmasına sebebiyet verdiğini, borcun ödenmediğinin öğrenilmesinin müvekkilinin kusuruyla zarar arasındaki illiyeti ortadan kaldırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; daha öncesinde verilen kararın davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılmadığı gerekçesiyle bozulduğu, uyulan bozma ilamı uyarınca bilirkişi raporu alındığı, davalı bankanın davacının talimatına ve hesabında yeterli bakiyenin bulunmasına karşın talimatı yerine getirmemek suretiyle davacının zararına yol açtığı, davacının da bankaya verdiği talimatının akıbetini araştırmamak, talimatı uyarınca vergi borcunun ödenip ödenmediğini uzun süre kontrol etmemek ve basiretli tacir gibi davranmamak suretiyle zararın artmasına sebebiyet verdiği, somut olayda tarafların kusur oranlarının yarı yarıya olarak değerlendirildiği, davacının eyleminin zarar ve davalı eylemi arasındaki illiyeti kesecek mahiyette olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 4.225,47 TL’nin 22.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekili bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekili bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 216,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.