YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12670
KARAR NO : 2017/640
KARAR TARİHİ : 07.02.2017
Taraflar arasında görülen davada verilen 14/07/2015 tarih ve 2014/882-2015/659 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin plakalı markalı bir araç alımında davalının şubesinden araç kredisi kullandığını, davalının anlaşmalı olduğu kasko sigortasının nolu poliçe ile yaptırıldığını, poliçe hitamında davalının poliçeyi yenilettirmesi gerekirken yeniletmediğini, bu arada aracın kaza yaptığını, müvekkilinin kasko poliçe korumasından davalının sözleşmeye aykırı ve kusurlu davranışı nedeniyle yararlanamadığını beyanla müvekkilinin uğramış olduğu 25.000 TL tutarındaki maddi zararının ihtarname ile davalıya ödeme için verilen süre sonundan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kasko sigortasını yenileme yükümlülüğünün krediyi kullanan davacıya ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava dışı davalı banka ile 2011 yılında yenilenecek ve yenilenmeyecek sigorta poliçelerini listeler olarak takip ettiklerini, davalının davacının sözleşmesi ile ilgili poliçeyi “yenilenecek poliçeler” listesinde göndermesi gereken zamandan 1 ay önce gönderdiğini, bu nedenle liste geldiğinde sürenin dolmasına 2 ay kaldığı için işlem yapılamadığını, ancak bir ay sonra gönderilmesi gereken listede olması gerektiğini, davalının ertesi ay ise bu poliçeyi listeye almadığını ve bu nedenle de yenileme işleminin yapılamadığını, sözleşmede poliçe düzenlenmesi ve prim borcu kredi borçlusu davacının sorumluluğunda olarak düzenlenmiş ise de davalının sigorta sözleşmesini yaptırdığını, prim borcunu da davacının hesabından tahsil ettiğini, erken verilen yenileme listesinde bankanın poliçeyi yenilemek istediği hususundaki iradesini ortaya koyduğunu, yenilememe nedeni ile oluşan zarardan bu nedenle sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıt kredisiyle bağlantılı araç sigorta poliçesinin yenilenmemesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı bankadan kullanılan krediyle araç satın alınmış olup, sigorta poliçesi yenilenmeyip araç hasara uğramıştır. Davalı banka, davacı tarafından araç sigortasının yenilenme başvurusu yapılmadığı gerekçesiyle, sigorta poliçesini ./..
yenilemediğini savunmuştur. Kredi sözleşmesi nedeniyle araç sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, araç maliki kredi kullananın da bunda menfaati olduğu kuşkusuzdur. 17.01.2009 tarihli 6/2 maddesi kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunu ise kredi kuruluşuna yüklemiştir. Sigorta poliçesini yenileme yükümlülüğü kredi kullanan davacı tarafa ait ise de, bankanın da yenilemeye ilişkin bildirim yapma suretiyle kredi kullananı bilgilendirmesi asgari özen yükümlülüğünün sonucudur. Kredi kullananın da sigortanın yenilenip yenilenmediğini takip etmesi gerekir. Bu nedenle sigortanın yenilenmemesinde tarafların müterafik kusurunun olup olmadığı hususları üzerinde de durulmadan eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmeyip kararın davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 17 Ocak 2009 tarih 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ihtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olduğu” düzenlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen başlıklı 18.5.1 maddesinde “Bankanın kendisine ipotek edilmiş taşınmazları, rehin edilmiş taşınırları, kıymetli evrakları sözleşme gereği teminat kapsamında olan veya teminat kapsamında sayılan varlıkları, teminat konusu varlıkların niteliklerine göre dilediği şart, kayıt ve müddetlerle dilediği şirkete lehdarı Banka olmak üzere sigorta ettirebileceği, süresi dolan poliçeleri yenileyebileceği, lehdarı banka olsa dahi teminatların sigorta prim ve sair masrafının müşteri tarafından ödeneceği, banka tarafından ödenmesi halinde Bankanın yaptığı ödemeyi müşteri hesabına borç kaydetmeye yetkili olduğu” kararlaştırılmış, sözleşmenin “Sigorta” başlıklı 23.1.1 maddesinde “Sözleşmede yer alan kredilerin müşteri tarafından sigorta ettirileceği”, 23.2.1 maddesinde “Sigorta yapılması ve primlerinin ödenmesi yükümlülüğünün müşteriye ait olduğu, ancak Banka’nın da dilerse sigorta işlemini yaptırmaya yetkili bulunduğu”, 23.2.4 maddesinde de “süresi biten sigortaların yenilenmesi yükümlülüğünün müşteriye ait olduğu” öngörülmüştür.
./..
Gerek yönetmeliğin 6. maddesi hükmü gerekse maddesi hükümleri gereğince ihtiyari sigortalarda poliçeyi yenileme yükümlülüğü müşteriye ait olmakla birlikte, bu hükmün aksinin taraflarca sözleşme ile kararlaştırılması mümkündür.
maddesi ile taraflar, bankanın süresi dolan sigorta poliçesini yenileyebileceğini, prim ve sair giderlerin müşteri tarafından ödeneceğini, bankanın yaptığı ödemeleri müşteri hasabına borç kaydetmeye yetkili olduğunu kararlaştırmışlardır.
01.10.2010-01.10.2011 dönemine ait, davalı bankanın dain ve mürtehin olduğu günlü cevabi yazısı ile “davalı bankanın yeni dönem için sigorta poliçesinin düzenlenmesi hususunda listeyi, 1 ay öncesinden göndermesi gerekirken 2 ay öncesinden gönderdiğini, izin vermemesi nedeniyle normalden 1 ay önce gelen poliçe yenilenmesinin yapılamadığını, davalı bankanın 1 ay sonraki Eylül yenileme listesinde ise davaya konu poliçeyi göstermediğini” bildirmiştir.
Sigorta şirketinin cevabi yazısı, Kredi Sözleşmesinin 18.5.1 maddesi gereğince davalı bankanın poliçeyi yenileme iradesini göstermektedir.
Bilirkişi raporuna göre, davalının davacı banka hesabında yenileme tarihi itibariyle, poliçe primleri için yeterli 5.856,38 TL parası bulunmaktadır. Kaldı ki davacının parası bulunmasa dahi sözleşme gereğince davalı bankanın, ödeyeceği primleri davacı hesabına borç kaydetmesi mümkündür.
Bu durumda, sözleşmenin 18.5.1 maddesi gereğince poliçeyi yenileme yükümlülüğü davacı bankaya ait olup, daha önceki açık iradesine rağmen Eylül yenileme listesinde davaya konu poliçeyi göstermemesi nedeniyle, yeni dönem kasko sigorta poliçesinin düzenlenmemesinden doğan davacı zararının davalı banka tarafından tazmin edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, sözleşmenin 18.5.1 maddesi açık hükmünün göz ardı edilmesi suretiyle poliçenin davacı tarafından yenilenmesi gerektiği gerekçesiyle, tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri sözleşmeye aykırı şekilde kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.